Sağlık Sen Amasya Şube Başkanı Recep Eliaçık yayımlanan raporu şöyle açıkladı; Sağlık çalışanlarının iş yükü ve karşı karşıya oldukları riskler, salgınla mücadele sürecinde katlanarak artmıştır.
Elbette ücret adaletsizliği gibi kronik sorunlarına, bu süreçte, tükenmişlik gibi esaslı meseleler de eklenmiştir.
Sağlık çalışanları tüm bunlara rağmen yeterli istihdam sağlanırsa iş yüklerinin azalacağına, tedbirler alınırsa risklerinin azalacağına, hakkaniyetli paylaşım sağlanırsa ücret adaletsizliğinin son bulacağına ve salgınla el birliğiyle mücadele edilirse tükenmişliğin geride kalacağına inanmaktadırlar.
Buna rağmen şiddet konusunda bu kadar iyimser olamamaktadırlar. Çünkü sağlıkta şiddet bir toplum sorunudur. Ne yazık ki olmaya da devam etmektedir.
Sağlık çalışanlarının bu sorun karşısında kapı arkalarına gizlenmekten başka yapacakları pek bir şey bulunmuyor. Çünkü “şiddet geliyorum” demiyor; hastane koridorunda şifa bulmak amacıyla yer alan bir kimse, aniden, dehşet saçan bir kendini bilmeze dönüşebiliyor. Aynı durum, hastaların yanlarında bulunan refakatçiler için de geçerlidir.
Bu hazin duruma; yasalar, kurallar, uyarılar, nasihatler çözüm olmamaktadır. O nedenle zaman geçse de nesil değişse de şartlar farklılaşsa da sağlıkta şiddet tüm hızıyla yaşanmaya devam etmektedir.
Genel olarak toplumun bilincinde değişiklik olmadığı müddetçe, şiddetin bir toplum sorunu olarak varlığını belirgin şekilde sürdüreceği de açıktır. Bu durumun en acı yanı sağlıkta şiddetin “normalleşmesi” yani toplumsal kabul görmesidir ki her ay düzenli olarak ortaya koymuş olduğumuz veriler bu olguya delil teşkil etmektedir.
Yapılması gereken, hep vurguladığımız gibi topyekün mücadeledir. Çünkü sağlık çalışanlarının can güvenliği sağlanmadan toplum sağlığını tesis etmek mümkün değildir.
Bu tespitler ışığında Kasım ayına baktığımızda 16 şiddet olayında 27 saldırganın 31 sağlık çalışanını mağdur ettiğini görüyoruz.
Bunlar içinde en trajik olanı, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cebeci Hastanesi’nde yaşanan olaydır ki sağlık çalışanları kendilerini, kapı arkasına barikat oluşturarak koruma yoluna gitmişlerdir. Her ay bir benzerine rastladığımız bu korunma yönteminin sağlık çalışanları arasında, şiddetten korunma pratiğine dönüştüğünü görüyoruz.
16 vakanın 11’i hem sözlü hem fiili, 4’ü sözlü, 1’i ise taciz olarak gerçekleşmiştir.
Olayları gerçekleştirenlere baktığımızda; 6’sı hastalardan, 4’ü hasta yakınlarından, 6’sı ise kendini bilmez kimselerden oluşuyor.
Saldırganlara yönelik adli işlemlere baktığımızda ise yine vahim bir tabloyla karşılaşıyoruz. Yaşanan olaylarda 11 saldırgan ifadeleri alınıp serbest bırakılmış, 10’u hakkında hiçbir işlem yapılmamış, 6 saldırgan ise tutuklanmıştır.
Olayların vuku bulduğu alanlara baktığımızdaysa 16 olayın 9’u hastanelerde, 1’i aile sağlığı merkezinde, 6’sının ise saha çalışmalarında meydana geldiğini müşahade ediyoruz.
Yaşanan 16 olayda farklı branşlardaki birçok sağlık çalışanının şiddete maruz kaldığını görmekteyiz. Bunların 5’i doktor, 6’sı filyasyon ekibi çalışanı, 4’ü hemşire, 1’i güvenlik görevlisi ve 15’i de farklı alanlarda görev yapmakta olan sağlık çalışanlarıdır.
Mahkemeler, Kasım ayı boyunca, geçmiş dönemlerde yaşanan bazı şiddet olaylarında örnek olarak gösterilebilecek kararlara da imza atmışlardır.
-Geçtiğimiz yıl aile sağlığı merkezinde bir doktora 'siz çok terbiyesiz ve saygısız doktorsunuz' diyen hasta ve hasta yakınına yerel mahkeme 6 bin 80 TL ceza kesti.
-Kahramanmaraş’ta doktora istediği ilacı yazmadığı için hakaret ve tehditte bulunan hasta yakını mahkeme tarafından 5 bin 660 lira cezaya çarptırıldı.
Kalıcı Politikalar Geliştirilmeli
Gün geçmiyor ki bir sağlık çalışanımızın darp edildiğini, hakarete maruz kaldığını duymayalım. Şiddet artık hastane koridorlarını aşmış durumda. Sahada görev yapan sağlık çalışanlarımız saldırılara maruz kalıyor, canlarına kast ediliyor. Olayın vahametini ortaya koymak için bu raporu aylardır çıkartıyoruz. Hazırladığımız raporları kamuoyuyla paylaşıyor, duyarlılık oluşturmaya çalışıyoruz. Ne yazık ki olayların şekli, yeri ve faili değişse de sonucu değişmiyor. Sağlık çalışanlarına şiddetin önüne bir türlü geçilemiyor. Şiddetin önüne geçmek için kalıcı politikalar ortaya konmalı. Şiddet kimsenin yanına kâr kalmamalı. Toplumsal duyarlılık artırılmalıdır. Bu noktada kimse sorumluluk almaktan korkmamalıdır.