KESK Amasya Şube Platformu Amasya defterdarlık önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
Seçim Bütçesi değil geçim bütçesi istiyoruz sloganı Amasya defterdarlık önünde 13 aralık Perşembe günü saat 16.45’de yapılan basın açıklamasında;
Değerli Basın Emekçileri,
Bilindiği gibi İktidarın hazırlamış olduğu bütçenin komisyon görüşmeleri tamamlanmış, yine Meclis Genel Kurulundaki görüşmeleri devam etmektedir. Ne zaman bütçe görüşmeleri yapılsa, bu görüşmelerin yapıldığı dönemlerde iktidarlar ve iktidar destekli akademisyenler tarafından sürekli bütçe denkliği ve istikrar vurgusu öne alınarak bir tartışma yürütülür ve bu denk bütçenin yapılacak olmasından ve istikrarın sağlanmasından hepimizin kazançlı çıkacağı; hep birlikte zenginleşeceğimizin anlaşılmasını ister. Oysa bizler, bütçelerin politik bir tercih üzerine yapıldığını biliyoruz. Bütçenin geçmiş yıllarda olduğu gibi büyük sermaye guruplarını ve iktidarın çeperinde kümelenen çıkar gruplarının taleplerini gözeterek yapıldığını biliyoruz. Emekçiler ve yoksul halk kesimleri bütçede sürekli yok sayılmıştır.
Ne vakit ekonomik kriz yaşansa iktidar ve iktidarlara bağlı güç odakları, her seferinde yaşanan ekonomik krizin sorumlusu emekçilermiş gibi; bizlerden fedakârlık istenmektedir. Aynı zamanda işçi sınıfının Anayasal hakkı olan Grev’ler yasaklanmakta, emekçilerin işten atılmasını kolaylaştıracak yasal düzenlemeler yapılmakta ücret artış talepleri baskı altına alınmaktadır.
Tıpkı diğer kriz dönemlerinde olduğu gibi, 2023 bütçesinde de yaşanan krizin faturası, bizzat iktidar tarafından, bizlere, yani emekçilere, küçük esnafa, çiftçiye, öğrenciye, işsize yani özetle yoksullara kesilmiştir. Ağır ekonomik koşullar altında gelecek kaygılarımız her geçen gün artıyor. Gıdaya erişim, barınma, eğitim, sağlık gibi temel insani ihtiyaçlarımızı bile karşılamaya zorlandığımız bir süreçte adım adım genel seçimlere gidiyoruz. Siyasal iktidar seçime doğru giderken toplumu zapturapt altına almak için her yolu deneyeceğinin sinyallerini verirken, seçilmiş belediye başkanlarına kayyımlarla başlayan süreç, İmamoğlu'nun yargılandığı davayı da toplumsal muhalefeti seçim sathında umutsuzluğa sevk etmek için kullanmayı hedeflediğini göstermektedir.
TBMM’de görüşülmeye devam eden aynı tas, aynı hamam anlayışla hazırlanan 2023 yılı bütçesi de bize gösteriyor ki; siyasi iktidarın tercihleri her zaman olduğu gibi yine sermayeden, ranttan, israftan yanadır. Daha şimdiden önümüzdeki yıl bütçeden kim ne kadar pay alacağı belliyken siyasi iktidar seçim ekonomisi ile göz boyamaya çalışıyor.
Siyasi iktidar taleplerimizi ele alırken bile emekçileri ayrıştırmaya ve yoksulluğa mahkûm etmeye devam ediyor.
Kamuda sözleşmelilere kadro verileceği yandaş medya tarafından her gün ballandıra ballandıra anlatılırken, kamuda güvencesiz çalışma biçimlerini kimin yaygınlaştırdığı hiç konuşulmuyor.
Emeklilikte yaşa takılanların talepleri ile alay edenler EYT’lilerin talepleri ile ilgili olarak ekonomimize darbe girişimidir diyenler aniden EYT savunucusu olabiliyor.
Yıllarca açlık sınırı altında belirlenen asgari ücretle emekçileri açlığa mahkûm edenler aylar öncesinden asgari ücretle ilgili yüksek artış yapacaklarını ilan ederken işverenleri de uyarmış oluyorlar.
Fahiş fiyatlarla konut alanlara vatandaşlık hakkı verenler tarafından, 20 yıl akıllarına gelmeyen sosyal konut projeleri bir anda tedavüle sokuluyor.
Seçim tarihi yaklaştıkça benzer adımların artacağı ortada…
Biz emekçiler sirk gösterisine dönmüş bu oyuna dahil olmayacak, haklarımızı savunmaya devam edeceğiz.
Her geçen gün bilimsel akıldan uzaklaşan iktidar ekonomi yönetimini dini referanslara havale etmiştir. Kendisine meşruiyet kaynağı olarak gördüğü siyasal İslamcılığı ve tarikat siyasetini rıza üretmenin aracı olarak kullanmaktadır. Arka bahçesi olarak gördüğü tarikatlarda açığa çıkan taciz tecavüzlere bakışta da gördüğümüz üzere, arka bahçesi olarak gördüğü bütün yapılarla birlikte ülkeyi ekonomik, toplumsal ve ahlaki olarak uçuruma sürüklemektedir.
Emekçiler bir yandan ey seçim sen nelere kadirmişsin derken, bir yandan bu ucuz politikalara gülüp geçiyor!
Emekçiler son altı aya göre değil, 21 yıldır kaybettiklerinin muhasebesini yaparak oy tercihlerini yapacak!
Kur korumalı mevduat sahiplerine yani sermaye söz konusu olduğunda anında ek bütçe yaparak milyarları aktaran siyasi iktidar, konu emekçiler olduğunda 2023 bütçesinden de görüleceği gibi kulaklarını tıkamaya devam ediyor.
Emekçiler olarak taleplerimizin 2023 yılı bütçesinde karşılanmasını,
Gelirlerimizin güvence altına alınmasını,
Vergi dilimi soygununun son bulmasını
Açlık sınırı altında asgari ücret ve yoksulluk sınırı altında maaş ödemesinin son bulmasını istiyoruz.
Siyasi iktidarı bir kez daha uyarıyoruz!
Halktan emekçiden yana bütçe talebine kulaklarını tıkayanlar bilmelidir ki; tarihteki yerleri hazırdır, tarihteki yerlerine gönderecek olanlar da yok saydıkları emekçi halk kesimleri olacaktır.
Bizden çaldıklarınızı geri alacağız! Biz kazanacağız!