Kayıp bitkiyi yeniden bulup baraj sularından kurtardılar
Türkiye’ye özgü endemik türler arasında olan ve sadece Amasya’da yetişen ‘bağ havacivası’ adlı bitki, Amasya Üniversitesinden akademisyenler ile Milli Parklar Genel Müdürlüğü görevlilerinin çalışmaları sonucu yaklaşık 130 yıl sonra yeniden bulunarak kayıt altına alındı.
AMASYA - 31-05-2018 00:46
Türkiye’ye özgü endemik türler arasında an ve sadece Amasya’da yetişen ‘bağ havacivası’ adlı bitki, Amasya Üniversitesinden akademisyenler ile Milli Parklar Genel Müdürlüğü görevlilerinin çışmarı sonucu yaklaşık 130 yıl sonra yeniden unarak kayıt tına ındı. Yaşam anının baraj ları tında kma riski unan bitki örnekleri daha üst noktara taşındı.
İlk kez 1889’da Bornmüller tarafından Amasya Lokman Dağı’ndan toplanan tür, ’kanna haussknechtii bornm’ adı verilerek 1894’te yeni bir tür arak bilim dünyasına tanıtıldı. Amasya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Arzu Cansaran, 1994 yılında yüksek lisans çışmarı esnasında Yuvacık köyü çevresinde rastladığı bitkinin o dönemde Kırklar Dağı, Şeyhcui Mahlesi çevresi ve Keköy civarlarında da en görülmesine karşın yaşam anlarının antropojenik etkilerle bozulması sonucu geçen yıla kadar rar toplanamadığını anlattı.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün ülke genelinde uyguladığı Ulus Biyojik Çeşitlilik Envanter ve İzleme Projesi kapsamında yapılan araştırmarda geçen yıl Aydınca köyü mevkisinde bu türü yeniden duklarını anlatan Amasya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cengiz Yıldırım da, “111 birey tespit etmiştik. Bu yılki tespitlerle birlikte bu sayınının 300’ün üzerinde duğunu belirledik” dedi.
Yapım aşamasındaki Aydınca Barajı göl aynasında kacak an bitki örneklerini Prof. Dr. Cansaran, Doç. Dr. Yıldırım, Başmühendis Habibe Ycu ve Mühendis Uğur Ak’ın da duğu ekiple daha yüksek noktara taşıdıklarına değinen Doğa Koruma ve Milli Parklar Amasya Şubesi Müdürü Kem Kart ise bu yıl 3 ayrı bölgede tespit edilen 300 bireyi izlemeye dıklarını söyledi.
Bitkinin drog arak ya da farklı tıbbi amaçlarla kullanılıp kullanılamayacağı konunda eczacılık anındaki akademisyenlerle ortak araştırmar yapılabileceği de belirtildi.