Böl ve Yönet

İsmail Erdal

04-01-2025 11:31

“Böl ve Yönet: Ayrışmanın Gölgesinde Birlik Arayışı”

Tarih boyunca iktidar sahipleri, egemenliklerini pekiştirmek ve genişletmek için pek çok strateji geliştirmiştir. Bu stratejilerden belki de en acımasızı ve insanlık tarihine en büyük darbeyi vuranı, toplumları bölerek yönetme yöntemidir. “Böl ve yönet” anlayışı, güçlü liderlerin ve imparatorlukların elinde bir yönetim aracı olmuş, toplulukları parçalayarak onları kontrol etmeyi mümkün kılmıştır. Antik çağlardan günümüze kadar uygulanan bu strateji, toplumların huzurunu, birliğini ve geleceğini tehdit etmeye devam etmektedir. Günümüzde, bu stratejiyi yalnızca tarih kitaplarında değil, dünyanın dört bir yanında güncel olaylarda, siyasi söylemlerde ve toplumsal ayrışmalarda görmek mümkündür.

Toplumları birbirine düşman eden bu yöntem, sadece güç sahiplerine kısa vadeli kazançlar sağlamakla kalmaz; aynı zamanda insanlığın ortak değerlerini, barış idealini ve sosyal dokusunu da geri dönülemez şekilde tahrip eder. Bu bağlamda, tarih boyunca bu stratejinin uygulandığı çeşitli coğrafyalardan örnekler üzerinden günümüzün trajik yansımalarını ele alacağız.

Antik çağlardan itibaren “böl ve yönet” stratejisi, toplumların iç dinamiklerini manipüle ederek onları zayıflatmayı ve daha kolay kontrol altına almayı hedeflemiştir. Bu anlayışın izlerini Büyük İskender’in fetihlerinde, Roma İmparatorluğu’nun genişleme stratejilerinde ve Osmanlı’nın son dönemlerinde görmek mümkündür. Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş sürecinde, dış güçler tarafından körüklenen etnik ve mezhepsel ayrışmalar, Anadolu’nun sosyal dokusunu zedelemiş ve bölgenin siyasi yapısını parçalamıştır. Bugün, bu ayrışma stratejisinin farklı bir versiyonunu, aynı coğrafyada ve benzer çatışmalarda görmek şaşırtıcı değildir.

Günümüzde, bu stratejinin en trajik sonuçlarını Ortadoğu’da görmekteyiz. Suriye, Irak ve Libya gibi ülkeler, dış müdahalelerin ve mezhepsel çatışmaların etkisiyle kaosa sürüklenmiştir. Suriye’de 2011 yılında başlayan iç savaş, dış güçlerin mezhepsel gerilimleri körüklemesiyle derinleşmiş, ülkenin toprak bütünlüğünü tehdit eden bir çatışma ortamı yaratmıştır. Irak’ta ise 2003 yılındaki ABD müdahalesi, Saddam Hüseyin rejiminin devrilmesinin ardından Şii ve Sünni gruplar arasındaki gerilimleri artırmış ve El Kaide, DEAŞ gibi terör örgütlerinin doğmasına zemin hazırlamıştır. Libya’da Kaddafi’nin devrilmesinin ardından başlayan iç savaş, ülkeyi milis grupların ve dış güçlerin egemen olduğu bir kaosa sürüklemiştir.

Bu ülkelerde yaşananlar, dış güçlerin çıkarları uğruna toplumların nasıl parçalandığını açıkça göstermektedir. Böl ve yönet stratejisi, yalnızca hedef ülkeleri zayıflatmakla kalmaz; aynı zamanda tüm dünyada kalıcı barış ve güvenlik umutlarını da yok eder.

Türkiye, jeopolitik konumu ve zengin etnik yapısıyla tarih boyunca ayrıştırıcı stratejilerin hedefi olmuştur. Bugün ise bu stratejinin farklı bir versiyonunu, siyasi kutuplaşma ve toplumsal ayrışma şeklinde yaşamaktayız. Mezhep, etnik kimlik, ideoloji ve yaşam tarzı üzerinden yapılan ayrıştırıcı söylemler, toplumsal birliği tehdit etmekte ve halkı birbirine yabancılaştırmaktadır. Siyasi partilerin kullandığı ayrıştırıcı dil, güven ortamını zedelemekte ve toplumun ortak değerlerini aşındırmaktadır. Bu durum, sadece sosyal huzursuzluk yaratmakla kalmamakta, ekonomik kalkınmayı da engellemektedir.

Böl ve yönet stratejisi, günümüzde yalnızca ülkeler ve toplumlar arasında değil, aynı zamanda bireyler arasında da uygulanmaktadır. Dijital çağın en büyük paradokslarından biri, sosyal medyanın insanları birleştirme potansiyeline sahipken, aynı zamanda onları ayrıştırıcı bir araç haline gelmesidir. Algoritmalar, bireyleri belirli ideolojik kamplara yönlendirerek toplumsal kutuplaşmayı artırmakta ve diyalog ortamını yok etmektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde 2016 ve 2020 başkanlık seçimlerinde kullanılan kutuplaştırıcı dil, bu durumun çarpıcı bir örneğidir. İnsanların birbirine düşman gibi bakmasına neden olan bu dijital manipülasyon, demokrasinin temelini oluşturan ortak değerlerin yitirilmesine yol açmaktadır.

Böl ve yönet stratejisi, tarih boyunca toplumsal huzuru ve birliği zedeleyen en etkili silahlardan biri olmuştur. Ancak bu stratejinin başarısı, toplumların buna nasıl yanıt verdiğine bağlıdır. Geçmişin acı tecrübelerinden ders alarak, ayrıştırıcı politikalara karşı bilinçli bir şekilde hareket etmek, bu döngüyü kırmanın tek yoludur. Birlik ve beraberliğimizi korumak, her türlü ayrıştırıcı söylem ve eyleme karşı ortak bir duruş sergilemek, hem bireysel hem de toplumsal bir sorumluluktur.

Tarihi boyunca pek çok zorluğu aşmış olan Türkiye, bu zorluğu da aşabilecek bir potansiyele sahiptir. Yeter ki geçmişin hatalarından ders alalım, geleceği bölünmüş değil, birleşmiş bir toplum olarak inşa edelim. Çünkü güçlü bir Türkiye’nin temeli, milletin ortak değerlerine ve birlikte yaşama iradesine olan inancıdır. İnsanlık, “böl ve yönet” stratejisinin gölgesinde yaşamaya mahkûm değildir. Daha adil, barışçıl ve bütünleşmiş bir gelecek mümkündür. Bunun anahtarı ise, ayrışmayı reddederek birliği savunmaktır.

İsmail Erdal 04.01.2025 Muğla

DİĞER YAZILARI “Emeklilik: Onurlu Bir Yaşam mı, Sessiz Bir Terk Ediliş mi?” 01-01-1970 02:00 “Ovacık’ın Efsanesiydi, Kadıköy’de Hayal Kırıklığı Oldu” 01-01-1970 02:00 Muğla’dan Türkiye’ye Bir Uyarı 01-01-1970 02:00 Sömürülen Kıtanın Çığlığı 01-01-1970 02:00 Patrona Halil ve Şeyh Bedreddin: 01-01-1970 02:00 “Tayland gezi notları: 3” 01-01-1970 02:00 “Tayland gezi notları: 2” 01-01-1970 02:00 “Tayland Gezi Notları: 1” 01-01-1970 02:00 Kendi Seçiminin Bedeli 01-01-1970 02:00 “24 Kasım: Bir Hüzün ve Hatırlama Günü” 01-01-1970 02:00 İşkencenin İnsanlık Dışılığı 01-01-1970 02:00 Anılarınızı Kaleme Alarak Ölümsüzleştirin 01-01-1970 02:00 “Laiklik: Özgürlüğün ve Aydınlığın Teminatı” 01-01-1970 02:00 'Laikliğin Eğitim ve Bilim Üzerindeki Rolü: 01-01-1970 02:00 Kahire’de Tarihe Yolculuk-8 Son bölüm 01-01-1970 02:00 “Cumhuriyetin Çınarı: Muazzez İlmiye Çığ’ın Ardından” 01-01-1970 02:00 "Cumhuriyetimizin Temel Değerleri ve Günümüzdeki Tehditler" 01-01-1970 02:00 Kahire’de Tarihe Yolculuk-7 01-01-1970 02:00 Kahire’de Tarihe Yolculuk-6 01-01-1970 02:00 Kahire’de Tarihe Yolculuk-5 01-01-1970 02:00 Kahire’de Tarihe Yolculuk-4 01-01-1970 02:00 Kahire’de Tarihe Yolculuk-3 01-01-1970 02:00 Kahire’de Tarihe Yolculuk”- 2 01-01-1970 02:00 “Nil’in Kıyısında: Kahire’de Tarihe Yolculuk” 01-01-1970 02:00 “Eğitimde Ahlak ve Değerlerin Önemi: İnsani Bir Yaklaşım” 01-01-1970 02:00 10 Kasım ve Atatürk'ün Ardından Bıraktığı Miras 01-01-1970 02:00 Orta Doğu Toplumunun Çıkmazı 01-01-1970 02:00 “Demokrasiyi Korumak: Halkın Seçtiği Yöneticilere Saygı” 01-01-1970 02:00 Özgürlüğün Sembolü Bayrak 01-01-1970 02:00 Yaşasın Cumhuriyet! 01-01-1970 02:00 “Vatan Uğruna Fedakarlık: Boğaz Şehitliği’nde Kahramanlık İzleri” 01-01-1970 02:00 Akpınarlılarla Tarihe Yolculuk 3. Gün 01-01-1970 02:00 Akpınarlılarla Tarihe Yolculuk İkinci Gün 01-01-1970 02:00 Kıbrıs’ta Kuşakları Birleştiren Dördüncü Buluşma 01-01-1970 02:00 ‘’Minik Canların Umutlarını Çalanlar Para Hırsı Uğruna Geleceğimiz Karartılıyor’’ 01-01-1970 02:00 Tarikatların Gölgesinde Laiklik 01-01-1970 02:00 Vatan Savunmasında İbadet ve Dayanışma: 01-01-1970 02:00 İklim Değişikliğinin Ayak Sesleri 01-01-1970 02:00 3. Maddeyi Tartışmaya Açmak Tehlikeli Bir Girişim 01-01-1970 02:00 Kız Çocukları: Eşitlik Mücadelesinde Büyüyen Hayatlar 01-01-1970 02:00 “Avcılık Spor Değil 01-01-1970 02:00 Amasya Elması 01-01-1970 02:00 Alevlerle Yazılan Özgürlük 01-01-1970 02:00 Sessiz Çığlıklarımız Ne Zaman Duyulacak? 01-01-1970 02:00 Aklın Yolu Birdir 01-01-1970 02:00 Türk çiftçisine bir an önce "KENEVİR" ekme yetkisi verilmelidir. 01-01-1970 02:00 “Bafra Pidesinin Peşinde: Anılar ve Arayışlar” 01-01-1970 02:00 "Geleceğin Enerjisiyle Eğitimi Aydınlatan Öncü Adımlar" 01-01-1970 02:00 Sınıfta İmamın Yeri Olabilir mi? 01-01-1970 02:00 Çocukluk Adımlarımın Büyülü Yolculuğu 01-01-1970 02:00 Kadınlarımızın Toplumdaki Yeri 01-01-1970 02:00 İtfaiyeciler Günü: Yangın Güvenliğinin Kahramanları 01-01-1970 02:00 Dünya ile Bağlarımızı Koparmayalım: 01-01-1970 02:00 “İnsan Hayatına Teknolojinin Dokunuşu” 01-01-1970 02:00 “Dualarla Gelecek Kurulmaz: Bilimden Uzaklaşan Toplumlar Yok Olmaya Mahkum” 01-01-1970 02:00 “Haşhaş: İnsanlık Tarihinin Köklerinden Günümüze Uzanan Bir Yasaklı Bitki” 01-01-1970 02:00 “Haşhaş Çiçekleri Arasında Yürüyüş: 1950'lerde Taşova'da Bir Çocukluk Hikayesi" 01-01-1970 02:00 Kenevir: İnsanlık İçin Bir Miras, Egemen Güçler İçin Bir Tehdit 01-01-1970 02:00 “12 Eylül: Türkiye’nin Karanlık Dönemi ve Kaybedilen Gelecek" 01-01-1970 02:00 “Doğanın Tacı: Gürsu’nun Sularında Hayat Bulmak" 01-01-1970 02:00 Eğitimi Korku Değil, Bilim Şekillendirmeli 01-01-1970 02:00 “Kötülüğün Yankısı: Falaris Boğası ve Adaletin Karanlık Yüzü" 01-01-1970 02:00 “Masumiyetin Katledildiği Yerde İnsanlık Utandı" 01-01-1970 02:00 1916 yılında Arap Yarımadası’nda önemli bir dönüm noktası yaşandı 01-01-1970 02:00 “Köy Enstitülerinin Işığı ve Cumhuriyetin Aydınlık Geleceği" 01-01-1970 02:00 Toprağın Üstü Altından Kıymetli 01-01-1970 02:00 Amasya, yüzyıllardır sanatın, müziğin, merkezi olmuş bir şehir 01-01-1970 02:00 Bir Akpınar Efsanesi: İbrahim Aydın’a Veda 01-01-1970 02:00 Bu Topraklarda Mustafa Kemal'ler Yenilmez: 01-01-1970 02:00