“Demokrasiyi Korumak: Halkın Seçtiği Yöneticilere Saygı”

İsmail Erdal

31-10-2024 20:11

“Demokrasiyi Korumak: Halkın Seçtiği Yöneticilere Saygı”

  Esenyurt Belediye Başkanı’nın gözaltına alındığı anda kayyum atama çalışmalarının başlaması, demokrasinin ve halk iradesinin ihlali olarak değerlendirilmeli ve bu uygulamaya karşı demokratik bir savunma geliştirilmelidir. Seçilmiş başkan hakkında kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadan bu tür müdahalelerde bulunulması, seçmenlerin iradesini yok sayan ve demokrasiye aykırı bir uygulama olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yanlış uygulamaların yapılmaması için sivil toplum örgütleri ve seçilmiş başkana oy veren vatandaşlar, çeşitli demokratik yollarla tepkilerini dile getirerek halk iradesini savunabilirler

   Seçilmiş belediye başkanının görevden alınarak yerine kayyum atanması, halkın iradesine yapılan bir müdahale olarak değerlendirilmeli ve demokrasinin temellerini sarsan bir uygulama olarak görülmelidir. Bir belediye başkanına isnat edilen suçların yargı sürecinde netlik kazanmadan ve kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadan kayyum atanması, halkın seçme ve seçilme hakkını hiçe sayan bir yaklaşımdır. Bu tür bir uygulama, halkın iradesinin yerel yönetimlerde belirleyici olma özelliğini zedelerken, demokratik değerlerden uzaklaşan bir yönetim anlayışını öne çıkarmaktadır.

   Türkiye Cumhuriyeti’nde belediyeler, halkın kendi ihtiyaçlarını ve sorunlarını en iyi şekilde yönetebilmesi adına yerel yönetim yapısında seçilmiş kişilerin görev almasını sağlamak için oluşturulmuştur. Bu yapıda belediye başkanı ve belediye meclisi, halkın doğrudan temsilcisi olarak görev yapar. Belediye başkanı hakkında isnat edilen bir suç olduğunda ise belediye meclisinin yetkileri çerçevesinde hareket edilmesi ve nihai kararın meclis tarafından verilmesi, demokratik işleyiş açısından zorunludur. Kayyum ataması ise halkın seçtiği temsilcilerin yok sayılmasına, onların yerel yönetim üzerindeki denetim ve karar yetkilerinin hiçe sayılmasına neden olur.

   Kayyum atamaları, her ne kadar bazı durumlarda “kamu düzeni” veya “kamu yararı” gibi gerekçelerle savunulsa da, bu gerekçeler halkın seçme hakkını ve demokrasiyi savunan bir yaklaşımdan uzaklaşılmasına yol açmaktadır. Halkın oylarıyla göreve gelen bir belediye başkanının, sadece iddialar üzerinden görevden alınması ve yerine halk tarafından seçilmemiş bir kişinin atanması, demokrasinin özü olan halk iradesine bir darbe niteliğindedir. Seçme ve seçilme hakkı, demokrasinin en temel yapı taşlarından biridir ve bu hakkın ihlal edilmesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilkelerine ve demokratik değerlerine aykırıdır.

   Bu nedenle, kayyum ataması gibi demokrasiyi zedeleyen uygulamalar yerine, belediye meclisinin devreye girmesi daha doğru bir yaklaşımdır. Eğer bir belediye başkanına isnat edilen suçlar yargı sürecinde ispatlanırsa, bu durumda belediye meclisi toplanarak, halkın iradesini yansıtan bir kararla süreci yönetmelidir. Böyle bir adım, hem yerel demokrasinin sağlıklı işlemesini hem de halkın seçim yoluyla belirlediği temsilcilerin iradesinin korunmasını sağlayacaktır. Meclisin bu tür durumlarda yetki kullanımı, kayyum atamasına kıyasla daha adil ve demokratik bir çözüm sunar. Çünkü belediye meclisi, yerel yönetimde halkın bir başka temsili olarak görev yapar ve halk adına karar alma yetkisine sahiptir. Bu yetkinin, merkezi yönetimin atama yoluyla devreye girmesiyle ortadan kaldırılması, demokrasiye karşı işlenen bir suç olarak görülmelidir.

  Kayyum atamalarının yaygınlaşması, yerel yönetimlerde halkın iradesine yönelik bir güvensizlik yaratırken, demokrasinin temellerini de tehdit etmektedir. Halkın, kendi iradesiyle belirlediği yönetim şekline dışarıdan müdahale edilmesi, yerel yönetimlerin bağımsızlık ve tarafsızlık ilkesini gölgelemektedir. Bu durum, halkın demokrasiye olan güvenini zedelediği gibi, yerel yönetimlerde hesap verilebilirlik ve şeffaflık ilkelerinin de ortadan kalkmasına yol açmaktadır. Kayyum uygulamaları, halkın oylarıyla belirlenen yerel yönetimlerin üzerindeki denetim gücünü merkezî idarenin kontrolü altına alır ve bu durum, demokratik bir toplum yapısının işleyişine zarar verir.

   Türkiye Cumhuriyeti’nde halkın yerel yönetimlerde kendi iradesini yansıtarak yönetim sürecine doğrudan katılabilmesi, demokratik bir toplum yapısının olmazsa olmazıdır. Kayyum atamaları, bu süreci kesintiye uğratarak, yerel yönetimlerin merkezî idarenin güdümünde hareket etmesine neden olur. Bu nedenle, kayyum atamalarına dayalı yönetim anlayışının terk edilmesi ve belediye meclislerinin bu tür durumlarda halkın iradesini yansıtan kararları alabilmesi, demokrasinin gereğidir. Belediyelerde yargı süreci devam ederken kayyum atamak yerine, belediye meclisinin yönetimi devralması ve halk adına kararlar alması, demokrasinin sağlıklı işleyişi için en doğru yoldur.

   Sonuç olarak, kayyum atamaları demokrasiye aykırı ve halkın iradesini hiçe sayan bir uygulamadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu değerleri, halkın seçtiği temsilcilerle yönetilmesini, yerel yönetimlerde halkın iradesinin ön planda olmasını esas alır. Bu bağlamda, kayyum atamalarının ortadan kaldırılması, belediye meclislerine daha fazla yetki verilmesi ve halkın seçimle belirlediği yöneticilerin görevlerine devam edebilmesi adına yasal düzenlemelere ihtiyaç vardır. Belediyelerdeki yönetim boşlukları ancak belediye meclisinin devreye girmesiyle, halkın iradesine uygun ve demokratik bir şekilde çözülebilir. Kayyum uygulamaları ise demokrasinin temel ilkelerine zarar veren bir suç olarak kabul edilmelidir ve Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğinde böylesi müdahalelere yer verilmemelidir.

İsmail Erdal 31.10.2024

DİĞER YAZILARI Özgürlüğün Sembolü Bayrak 01-01-1970 02:00 Yaşasın Cumhuriyet! 01-01-1970 02:00 “Vatan Uğruna Fedakarlık: Boğaz Şehitliği’nde Kahramanlık İzleri” 01-01-1970 02:00 Akpınarlılarla Tarihe Yolculuk 3. Gün 01-01-1970 02:00 Akpınarlılarla Tarihe Yolculuk İkinci Gün 01-01-1970 02:00 Kıbrıs’ta Kuşakları Birleştiren Dördüncü Buluşma 01-01-1970 02:00 ‘’Minik Canların Umutlarını Çalanlar Para Hırsı Uğruna Geleceğimiz Karartılıyor’’ 01-01-1970 02:00 Tarikatların Gölgesinde Laiklik 01-01-1970 02:00 Vatan Savunmasında İbadet ve Dayanışma: 01-01-1970 02:00 İklim Değişikliğinin Ayak Sesleri 01-01-1970 02:00 3. Maddeyi Tartışmaya Açmak Tehlikeli Bir Girişim 01-01-1970 02:00 Kız Çocukları: Eşitlik Mücadelesinde Büyüyen Hayatlar 01-01-1970 02:00 “Avcılık Spor Değil 01-01-1970 02:00 Amasya Elması 01-01-1970 02:00 Alevlerle Yazılan Özgürlük 01-01-1970 02:00 Sessiz Çığlıklarımız Ne Zaman Duyulacak? 01-01-1970 02:00 Aklın Yolu Birdir 01-01-1970 02:00 Türk çiftçisine bir an önce "KENEVİR" ekme yetkisi verilmelidir. 01-01-1970 02:00 “Bafra Pidesinin Peşinde: Anılar ve Arayışlar” 01-01-1970 02:00 "Geleceğin Enerjisiyle Eğitimi Aydınlatan Öncü Adımlar" 01-01-1970 02:00 Sınıfta İmamın Yeri Olabilir mi? 01-01-1970 02:00 Çocukluk Adımlarımın Büyülü Yolculuğu 01-01-1970 02:00 Kadınlarımızın Toplumdaki Yeri 01-01-1970 02:00 İtfaiyeciler Günü: Yangın Güvenliğinin Kahramanları 01-01-1970 02:00 Dünya ile Bağlarımızı Koparmayalım: 01-01-1970 02:00 “İnsan Hayatına Teknolojinin Dokunuşu” 01-01-1970 02:00 “Dualarla Gelecek Kurulmaz: Bilimden Uzaklaşan Toplumlar Yok Olmaya Mahkum” 01-01-1970 02:00 “Haşhaş: İnsanlık Tarihinin Köklerinden Günümüze Uzanan Bir Yasaklı Bitki” 01-01-1970 02:00 “Haşhaş Çiçekleri Arasında Yürüyüş: 1950'lerde Taşova'da Bir Çocukluk Hikayesi" 01-01-1970 02:00 Kenevir: İnsanlık İçin Bir Miras, Egemen Güçler İçin Bir Tehdit 01-01-1970 02:00 “12 Eylül: Türkiye’nin Karanlık Dönemi ve Kaybedilen Gelecek" 01-01-1970 02:00 “Doğanın Tacı: Gürsu’nun Sularında Hayat Bulmak" 01-01-1970 02:00 Eğitimi Korku Değil, Bilim Şekillendirmeli 01-01-1970 02:00 “Kötülüğün Yankısı: Falaris Boğası ve Adaletin Karanlık Yüzü" 01-01-1970 02:00 “Masumiyetin Katledildiği Yerde İnsanlık Utandı" 01-01-1970 02:00 1916 yılında Arap Yarımadası’nda önemli bir dönüm noktası yaşandı 01-01-1970 02:00 “Köy Enstitülerinin Işığı ve Cumhuriyetin Aydınlık Geleceği" 01-01-1970 02:00 Toprağın Üstü Altından Kıymetli 01-01-1970 02:00 Amasya, yüzyıllardır sanatın, müziğin, merkezi olmuş bir şehir 01-01-1970 02:00 Bir Akpınar Efsanesi: İbrahim Aydın’a Veda 01-01-1970 02:00 Bu Topraklarda Mustafa Kemal'ler Yenilmez: 01-01-1970 02:00