“Emeklilik: Onurlu Bir Yaşam mı, Sessiz Bir Terk Ediliş mi?”

İsmail Erdal

08-01-2025 00:41

“Emeklilik: Onurlu Bir Yaşam mı, Sessiz Bir Terk Ediliş mi?”

Bir sabah uyandığınızda, hayatınızı çalışarak, üreterek ve ülkenize katkı sağlayarak geçirdiğiniz yılların ardından, size teşekkür değil, unutulmuşluk verildiğini fark ediyorsunuz. Emeklilik, yılların birikimini yaşamak yerine bir çileye dönüşüyor. Eviniz yoksa kira ödeyemiyor, huzurevine gitmek isteseniz maaşınız yetmiyor. Bu, devlete yıllarca sırtını vermiş bir neslin, “Artık sırtımıza yüktünüz” denilerek yaşamdan soyutlanmasıdır. Bu yazı, bugün Türkiye’de emeklinin içinde bulunduğu zor durumu gözler önüne serecek.

2024 yılı Temmuz ayı itibarıyla, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre, emeklilerin ortalama aylıkları 14.959 TL olarak belirlenmiştir.  Memur emeklileri için ise en düşük maaş 14.741 TL olarak kaydedilmiştir.  2025 yılında planlanan %11’lik artışla, ortalama emekli maaşı yaklaşık 16.604 TL’ye, en düşük memur emeklisi maaşı ise yaklaşık 16.362 TL’ye yükselecektir.

Ancak, bu artışlar yaşam maliyetlerindeki yükseliş karşısında yetersiz kalmaktadır. Özellikle büyük şehirlerde kira bedelleri, en düşüğü 20. 000 TL’yi aşmış durumdadır. Gıda, elektrik, su ve doğalgaz gibi temel ihtiyaçların maliyetleri de sürekli artmaktadır. Bu koşullarda, emeklilerin maaşları temel yaşam giderlerini karşılamaktan uzak kalmaktadır.

Huzurevleri de emekliler için bir çözüm olmaktan çıkmıştır. 2025 yılı için belirlenen özel huzurevi ücretleri, taban fiyat olarak 15.000 TL + KDV, tavan fiyat olarak ise 78.975 TL + KDV olarak belirlenmiştir.  Bu ücretler, emeklilerin maaşlarının çok üzerinde olup, huzurevlerinde kalmayı imkânsız hale getirmektedir.

Türkiye’de emekliler, ekonomik zorluklar nedeniyle sosyal hayattan uzaklaşmak zorunda kalıyor. Yapılan araştırmalar, emeklilerin %70’inin hayatından memnun olmadığını ve %99’unun ülkenin ekonomik koşullarından şikayetçi olduğunu gösteriyor.  Bu durum, emeklilerin kahvehanelere gidemeyecek, parklarda oturmak zorunda kalacak kadar maddi sıkıntı çekmelerine neden oluyor. Ayrıca, huzurevlerinin yüksek maliyetleri nedeniyle buralara yerleşemeyen, evi olmayan emekliler sokaklarda yaşamak zorunda kalıyor ve acı bir sonu bekliyor. Bu tablo, emeklilerin toplumdan dışlanarak adeta ölüme terk edildiğini üzülerek gösteriyor.

Devletin emeklilere sunduğu yaşam standardı, ne yazık ki “yaşamak” ile “hayatta kalmak” arasındaki ince çizgiyi geçemiyor. Emekliye reva görülen bu koşullar, onların yaşam haklarını ellerinden alıyor. Bu bir nevi sessiz bir terk ediş. Ülkesine yıllarca hizmet etmiş bireylerin, yaşlılıklarında yalnızca maaş artış oranlarıyla değil, insanca bir yaşam hakkıyla ödüllendirilmesi gerekir.

Bir toplumun gelişmişliği, yaşlılarına ve emeklilerine gösterdiği saygı ve sunduğu yaşam standartlarıyla ölçülür. Türkiye’de emeklilerin durumu, devletin acilen çözüm üretmesi gereken bir yara haline gelmiştir. İşte bu konuda atılabilecek bazı adımlar:

 1. Maaş Artışlarında Gerçek Enflasyon Esas Alınmalı: Maaş artışları, yalnızca açıklanan resmi enflasyona değil, gerçek hayat pahalılığına göre düzenlenmelidir.

 2. Devlet Destekli Huzurevleri Artırılmalı: Huzurevleri emeklilerin erişebileceği bir hak haline getirilmeli, bu hizmetler ücretsiz veya sembolik ücretlerle sunulmalıdır.

 3. Kira Yardımları: Evi olmayan emeklilere kira yardımı yapılmalı, bu yardımlar düzenli ve yeterli olmalıdır.

 4. Sosyal Aktivite ve Sağlık Destekleri: Emeklilere yönelik ücretsiz sosyal etkinlikler ve sağlık destekleri sağlanmalıdır.

Bu adımlar atılmadığı sürece emekliler, ekonomik zorluklar içinde boğuşarak yaşamlarını sürdüremeyecek hale gelecektir. Onlara bir yük gibi davranmak yerine, yıllarca verdikleri emeğin karşılığını onurlu bir yaşam standardı sunarak ödemek, devletin en temel görevidir. Çünkü emekliyi ölüme terk etmek, bir toplumun vicdanını da terk etmesi demektir.

İsmail Erdal 04.01.2025

DİĞER YAZILARI Böl ve Yönet 01-01-1970 02:00 “Ovacık’ın Efsanesiydi, Kadıköy’de Hayal Kırıklığı Oldu” 01-01-1970 02:00 Muğla’dan Türkiye’ye Bir Uyarı 01-01-1970 02:00 Sömürülen Kıtanın Çığlığı 01-01-1970 02:00 Patrona Halil ve Şeyh Bedreddin: 01-01-1970 02:00 “Tayland gezi notları: 3” 01-01-1970 02:00 “Tayland gezi notları: 2” 01-01-1970 02:00 “Tayland Gezi Notları: 1” 01-01-1970 02:00 Kendi Seçiminin Bedeli 01-01-1970 02:00 “24 Kasım: Bir Hüzün ve Hatırlama Günü” 01-01-1970 02:00 İşkencenin İnsanlık Dışılığı 01-01-1970 02:00 Anılarınızı Kaleme Alarak Ölümsüzleştirin 01-01-1970 02:00 “Laiklik: Özgürlüğün ve Aydınlığın Teminatı” 01-01-1970 02:00 'Laikliğin Eğitim ve Bilim Üzerindeki Rolü: 01-01-1970 02:00 Kahire’de Tarihe Yolculuk-8 Son bölüm 01-01-1970 02:00 “Cumhuriyetin Çınarı: Muazzez İlmiye Çığ’ın Ardından” 01-01-1970 02:00 "Cumhuriyetimizin Temel Değerleri ve Günümüzdeki Tehditler" 01-01-1970 02:00 Kahire’de Tarihe Yolculuk-7 01-01-1970 02:00 Kahire’de Tarihe Yolculuk-6 01-01-1970 02:00 Kahire’de Tarihe Yolculuk-5 01-01-1970 02:00 Kahire’de Tarihe Yolculuk-4 01-01-1970 02:00 Kahire’de Tarihe Yolculuk-3 01-01-1970 02:00 Kahire’de Tarihe Yolculuk”- 2 01-01-1970 02:00 “Nil’in Kıyısında: Kahire’de Tarihe Yolculuk” 01-01-1970 02:00 “Eğitimde Ahlak ve Değerlerin Önemi: İnsani Bir Yaklaşım” 01-01-1970 02:00 10 Kasım ve Atatürk'ün Ardından Bıraktığı Miras 01-01-1970 02:00 Orta Doğu Toplumunun Çıkmazı 01-01-1970 02:00 “Demokrasiyi Korumak: Halkın Seçtiği Yöneticilere Saygı” 01-01-1970 02:00 Özgürlüğün Sembolü Bayrak 01-01-1970 02:00 Yaşasın Cumhuriyet! 01-01-1970 02:00 “Vatan Uğruna Fedakarlık: Boğaz Şehitliği’nde Kahramanlık İzleri” 01-01-1970 02:00 Akpınarlılarla Tarihe Yolculuk 3. Gün 01-01-1970 02:00 Akpınarlılarla Tarihe Yolculuk İkinci Gün 01-01-1970 02:00 Kıbrıs’ta Kuşakları Birleştiren Dördüncü Buluşma 01-01-1970 02:00 ‘’Minik Canların Umutlarını Çalanlar Para Hırsı Uğruna Geleceğimiz Karartılıyor’’ 01-01-1970 02:00 Tarikatların Gölgesinde Laiklik 01-01-1970 02:00 Vatan Savunmasında İbadet ve Dayanışma: 01-01-1970 02:00 İklim Değişikliğinin Ayak Sesleri 01-01-1970 02:00 3. Maddeyi Tartışmaya Açmak Tehlikeli Bir Girişim 01-01-1970 02:00 Kız Çocukları: Eşitlik Mücadelesinde Büyüyen Hayatlar 01-01-1970 02:00 “Avcılık Spor Değil 01-01-1970 02:00 Amasya Elması 01-01-1970 02:00 Alevlerle Yazılan Özgürlük 01-01-1970 02:00 Sessiz Çığlıklarımız Ne Zaman Duyulacak? 01-01-1970 02:00 Aklın Yolu Birdir 01-01-1970 02:00 Türk çiftçisine bir an önce "KENEVİR" ekme yetkisi verilmelidir. 01-01-1970 02:00 “Bafra Pidesinin Peşinde: Anılar ve Arayışlar” 01-01-1970 02:00 "Geleceğin Enerjisiyle Eğitimi Aydınlatan Öncü Adımlar" 01-01-1970 02:00 Sınıfta İmamın Yeri Olabilir mi? 01-01-1970 02:00 Çocukluk Adımlarımın Büyülü Yolculuğu 01-01-1970 02:00 Kadınlarımızın Toplumdaki Yeri 01-01-1970 02:00 İtfaiyeciler Günü: Yangın Güvenliğinin Kahramanları 01-01-1970 02:00 Dünya ile Bağlarımızı Koparmayalım: 01-01-1970 02:00 “İnsan Hayatına Teknolojinin Dokunuşu” 01-01-1970 02:00 “Dualarla Gelecek Kurulmaz: Bilimden Uzaklaşan Toplumlar Yok Olmaya Mahkum” 01-01-1970 02:00 “Haşhaş: İnsanlık Tarihinin Köklerinden Günümüze Uzanan Bir Yasaklı Bitki” 01-01-1970 02:00 “Haşhaş Çiçekleri Arasında Yürüyüş: 1950'lerde Taşova'da Bir Çocukluk Hikayesi" 01-01-1970 02:00 Kenevir: İnsanlık İçin Bir Miras, Egemen Güçler İçin Bir Tehdit 01-01-1970 02:00 “12 Eylül: Türkiye’nin Karanlık Dönemi ve Kaybedilen Gelecek" 01-01-1970 02:00 “Doğanın Tacı: Gürsu’nun Sularında Hayat Bulmak" 01-01-1970 02:00 Eğitimi Korku Değil, Bilim Şekillendirmeli 01-01-1970 02:00 “Kötülüğün Yankısı: Falaris Boğası ve Adaletin Karanlık Yüzü" 01-01-1970 02:00 “Masumiyetin Katledildiği Yerde İnsanlık Utandı" 01-01-1970 02:00 1916 yılında Arap Yarımadası’nda önemli bir dönüm noktası yaşandı 01-01-1970 02:00 “Köy Enstitülerinin Işığı ve Cumhuriyetin Aydınlık Geleceği" 01-01-1970 02:00 Toprağın Üstü Altından Kıymetli 01-01-1970 02:00 Amasya, yüzyıllardır sanatın, müziğin, merkezi olmuş bir şehir 01-01-1970 02:00 Bir Akpınar Efsanesi: İbrahim Aydın’a Veda 01-01-1970 02:00 Bu Topraklarda Mustafa Kemal'ler Yenilmez: 01-01-1970 02:00