“Haşhaş Çiçekleri Arasında Yürüyüş: 1950'lerde Taşova'da Bir Çocukluk Hikayesi"

İsmail Erdal

16-09-2024 11:02

  1950’li yılların çocukluk günlerine dönüp baktığımda, Taşova’nın Atatürk İlkokulu’nda geçen zamanlar aklıma gelir. Babamın esnaflığı sayesinde ilçe merkezinde bir evimiz vardı. Ancak okullar açıldığında, her pazartesi sabahı günün ilk ışıklarıyla birlikte köyüm Tekelüze’den Taşova’ya doğru yola çıkardık. Yol ve ulaşım aracı olmadığından, tam dokuz kilometrelik yolu yürüyerek aşar, ilçeye varırdık. Cumartesi günleri yarım gün süren eğitimin ardından, yine aynı yolu adımlayarak köyümüze dönerdik.

   Bahar ve yaz mevsimleri, çocukluğumun en güzel zamanlarını oluştururdu. Baharın coşkusu, doğanın uyanışıyla kırlarda hissettiğim özgürlük duygusu bambaşkaydı. Yaz aylarında, kırlarda hayvanları otlatır, üzüm bağlarının meyveleri henüz olgunlaşmadığı için bağ bekçiliği yapardık. Mayıs ayının sonlarına doğru, Faravga’dan geçerken büyük bir keyif duyardık. Faravga’nın doğası bir renk cümbüşü gibiydi; en çok haşhaş bitkisinin çiçeklerine ve gelinciklere hayran kalırdım. Faravga yöresinde haşhaş geniş alanlarda ekilirdi. Yaz mevsimi gelip de haşhaş kapsüller haline dönüştüğünde, belli bir dönemde bu kapsüller çizilir ve afyonu alınırdı. Ancak, bir süre sonra devlet kontrol edemediği gerekçesiyle bu bölgedeki haşhaş ekimini yasakladı. Oysa haşhaş, bizim geçim kaynağımızdı.

Her evde, haşhaş tohumlarını sıvı hale getirmek ve hamura katmaya hazırlamak için özel bir malzeme ve demir tokmak bulunurdu. Haşhaşın hazırlanışını izlemek, süreci kontrol etmek benim için bir zevkti. Hazırlayan kişi, parmağıyla karışımdan bir parça alıp bize tattırırdı. Evimizin önünde bize ait bir fırın vardı, ancak ne zaman bu fırın yakılsa, tüm mahalle buraya gelir ve ekmeklerini pişirirdi. En sevdiğim ekmek ise haşhaşlı ve cevizli olanıydı.

Evimizin bahçe duvarı yapılırken oturmak için taşlar yapılmıştı ve bu bölgeye “tutların altı” denirdi. Boş zamanlarda mahallenin erkekleri burada toplanır, sohbet eder ve köyün sorunlarını konuşurlardı. Ekmek pişirenler, her zaman fazla ekmek yapar ve tutların altından geçen herkese yetecek kadar ekmek dağıtırlardı. Bu, köyümüzde nesilden nesile geçen güzel bir gelenekti.

O yılların saflığı, paylaşımcılığı ve doğayla iç içe geçmiş hayatı, bugünlerde özlemle andığım bir tablo gibi hafızamda yer ediyor. Kırlardaki o doğal renk cümbüşü, mahallemizdeki dayanışma ve fırın başında toplanan dostlar, çocukluğumun en değerli hatıralarından biri olarak kalbimde yaşıyor.

İsmail Erdal 15.09.2024 Muğla

DİĞER YAZILARI ‘’Minik Canların Umutlarını Çalanlar Para Hırsı Uğruna Geleceğimiz Karartılıyor’’ 01-01-1970 02:00 Tarikatların Gölgesinde Laiklik 01-01-1970 02:00 Vatan Savunmasında İbadet ve Dayanışma: 01-01-1970 02:00 İklim Değişikliğinin Ayak Sesleri 01-01-1970 02:00 3. Maddeyi Tartışmaya Açmak Tehlikeli Bir Girişim 01-01-1970 02:00 Kız Çocukları: Eşitlik Mücadelesinde Büyüyen Hayatlar 01-01-1970 02:00 “Avcılık Spor Değil 01-01-1970 02:00 Amasya Elması 01-01-1970 02:00 Alevlerle Yazılan Özgürlük 01-01-1970 02:00 Sessiz Çığlıklarımız Ne Zaman Duyulacak? 01-01-1970 02:00 Aklın Yolu Birdir 01-01-1970 02:00 Türk çiftçisine bir an önce "KENEVİR" ekme yetkisi verilmelidir. 01-01-1970 02:00 “Bafra Pidesinin Peşinde: Anılar ve Arayışlar” 01-01-1970 02:00 "Geleceğin Enerjisiyle Eğitimi Aydınlatan Öncü Adımlar" 01-01-1970 02:00 Sınıfta İmamın Yeri Olabilir mi? 01-01-1970 02:00 Çocukluk Adımlarımın Büyülü Yolculuğu 01-01-1970 02:00 Kadınlarımızın Toplumdaki Yeri 01-01-1970 02:00 İtfaiyeciler Günü: Yangın Güvenliğinin Kahramanları 01-01-1970 02:00 Dünya ile Bağlarımızı Koparmayalım: 01-01-1970 02:00 “İnsan Hayatına Teknolojinin Dokunuşu” 01-01-1970 02:00 “Dualarla Gelecek Kurulmaz: Bilimden Uzaklaşan Toplumlar Yok Olmaya Mahkum” 01-01-1970 02:00 “Haşhaş: İnsanlık Tarihinin Köklerinden Günümüze Uzanan Bir Yasaklı Bitki” 01-01-1970 02:00 Kenevir: İnsanlık İçin Bir Miras, Egemen Güçler İçin Bir Tehdit 01-01-1970 02:00 “12 Eylül: Türkiye’nin Karanlık Dönemi ve Kaybedilen Gelecek" 01-01-1970 02:00 “Doğanın Tacı: Gürsu’nun Sularında Hayat Bulmak" 01-01-1970 02:00 Eğitimi Korku Değil, Bilim Şekillendirmeli 01-01-1970 02:00 “Kötülüğün Yankısı: Falaris Boğası ve Adaletin Karanlık Yüzü" 01-01-1970 02:00 “Masumiyetin Katledildiği Yerde İnsanlık Utandı" 01-01-1970 02:00 1916 yılında Arap Yarımadası’nda önemli bir dönüm noktası yaşandı 01-01-1970 02:00 “Köy Enstitülerinin Işığı ve Cumhuriyetin Aydınlık Geleceği" 01-01-1970 02:00 Toprağın Üstü Altından Kıymetli 01-01-1970 02:00 Amasya, yüzyıllardır sanatın, müziğin, merkezi olmuş bir şehir 01-01-1970 02:00 Bir Akpınar Efsanesi: İbrahim Aydın’a Veda 01-01-1970 02:00 Bu Topraklarda Mustafa Kemal'ler Yenilmez: 01-01-1970 02:00