‘’Minik Canların Umutlarını Çalanlar Para Hırsı Uğruna Geleceğimiz Karartılıyor’’

İsmail Erdal

19-10-2024 11:37

“Minik Canların Umutlarını Çalanlar: Yeni Doğan Çetesi ve Acımasız Gerçekler, Para Hırsı Uğruna Geleceğimiz Karartılıyor”

Bebekler, her şeyden habersiz, savunmasız ve masum olarak dünyaya gelir. Onların yaşama tutunma mücadelesi, en büyük önceliğimiz olmalıdır. Ancak, son dönemde ortaya çıkan “Yenidoğan Çetesi” adıyla bilinen insanlık dışı suç örgütü, bebeklerin yaşam haklarını para hırsına kurban ederek akıl almaz bir trajediye yol açtı. Olaylar gösteriyor ki, bazı hastane ve sağlık çalışanları, ailelerin umutlarını ve güvenini suistimal ederek masum canlara kıydılar.

İddianamede yer alan kan dondurucu detaylar, bu organizasyonun sadece maddi kazanç uğruna bebekleri ölümün eşiğine sürüklediğini ortaya koyuyor. Sağlık hizmeti adı altında yürütülen bu acımasız sistem, çocukların hayatta kalması değil, hastaneler ve suç ortakları için daha fazla kâr sağlamak amacıyla işliyordu. Tüyler ürperten telefon görüşmeleri, bu karanlık gerçeğin bir yansıması. Çocukları kurtarmak yerine ölüme terk etmek, sağlık mesleğinin etiğiyle bağdaşmayan, vicdanı olan herkesin karşı çıkacağı bir durumdur.

Her bir bebeğin hayatı, dünyaya yeni bir umut getirir. Ancak bu çete, bebeklerin hayatta kalma umutlarını, enfeksiyon dolu yoğun bakım ünitelerinde tüketti. Bebekler iyileşmesi gereken ortamlarda enfeksiyon kapıp yaşamlarını yitirdiler. Bu çocuklar, yalnızca kendilerine değil, ailelerine de tarifsiz acılar yaşattı. Hayatta kalmaları için verilen çaba, yalnızca birkaç kişinin cüzdanını doldurmak için bir araç haline getirildi.

Bugün burada, çocukların yaşam haklarını savunmak ve bu tarz korkunç olayların bir daha yaşanmaması için sesimizi yükseltmeliyiz. Bebekler, sağlık sisteminin değil, sevgi ve ilgi dolu bir dünyanın birer parçası olmalıdır. İnsanların umutlarını ve hayatlarını maddi kazanca kurban eden tüm kişiler en ağır şekilde cezalandırılmalı ve adalet yerini bulmalıdır.

Bir daha böyle trajedilerin yaşanmaması için daha güçlü denetimler, şeffaflık ve vicdani sorumluluk bilinciyle hareket etmeliyiz. Unutmamalıyız ki her çocuk, yaşama hakkıyla birlikte doğar ve bu hakkı korumak hepimizin görevidir.

Yenidoğan Çetesi skandalı, sağlık sistemimizin çürümüş bir tarafını gözler önüne serdi. Ancak bu olay, yalnızca bir suç örgütünün haksız kazanç elde etmek için insan hayatıyla oynadığını değil, daha büyük bir sorunun, yani sağlık ve eğitimin özelleştirilmesinin ne kadar tehlikeli olduğunu da gösterdi. Özelleştirmenin yarattığı boşluklar, para hırsı ile hareket eden kişilerin canlar üzerinden kazanç sağlamalarına olanak tanıyor.

Sağlık ve eğitim gibi temel hakların ticarileştirilmesi, bu olayda görüldüğü gibi, yalnızca kazanç odaklı hareket eden sistemlerin toplumun en savunmasız kesimlerine, yani çocuklarımıza ve hastalarımıza nasıl zarar verebileceğini gözler önüne seriyor. Sağlığın bir insan hakkı olduğu gerçeği, özel hastaneler ve özel okullar tarafından kâr getiren bir sektör haline getirilerek unutuluyor. Bu, geleceğimiz olan çocuklarımızın hem eğitim hem de sağlık alanında ciddi riskler altında olduğu anlamına geliyor.

Özel hastaneler ve okullar, para kazanma hırsıyla yönetildiğinde, etik değerler kolayca göz ardı edilebiliyor. Özellikle sağlık alanında, hastaların ihtiyaçları yerine kâr marjı gözetilerek kararlar alınıyor. Eğitimin özelleştirilmesi ise, sadece parası olanın kaliteli eğitim alabildiği bir toplum yaratıyor, bu da toplumsal eşitsizliği derinleştiriyor. Eğitimli, donanımlı ve etik çalışanlara yer verilmediği sürece, sağlık ve eğitim alanlarında bu tür skandalların önüne geçmek mümkün olmayacaktır.

Sağlık ve eğitimin özelleştirilmesi kaldırılmalı, tüm hastaneler ve okullar devletin güvencesi altında, eğitimli ve vicdanlı personeller eliyle yönetilmelidir. Sağlık hizmetleri ve eğitim, herkesin eşit şekilde ulaşabileceği, maddi kaygılardan bağımsız bir şekilde sunulmalıdır. Aksi halde, bugün olduğu gibi, para hırsı canlara mal olur ve toplumun en zayıf noktası olan çocuklarımız ve hastalarımız bu sistemin kurbanı olmaya devam eder.

Bu nedenle, sağlığın ve eğitimin kamusal bir hak olarak tanınması ve korunması, ülkemizin geleceği için atılacak en önemli adımdır. Para kazanma hırsı, insan hayatının ve geleceğinin önüne geçmemeli, tam tersine devlet eliyle yürütülen sağlıklı ve şeffaf bir sistem inşa edilmelidir.

İsmail Erdal 19.10.2024 Muğla

 

DİĞER YAZILARI Tarikatların Gölgesinde Laiklik 01-01-1970 02:00 Vatan Savunmasında İbadet ve Dayanışma: 01-01-1970 02:00 İklim Değişikliğinin Ayak Sesleri 01-01-1970 02:00 3. Maddeyi Tartışmaya Açmak Tehlikeli Bir Girişim 01-01-1970 02:00 Kız Çocukları: Eşitlik Mücadelesinde Büyüyen Hayatlar 01-01-1970 02:00 “Avcılık Spor Değil 01-01-1970 02:00 Amasya Elması 01-01-1970 02:00 Alevlerle Yazılan Özgürlük 01-01-1970 02:00 Sessiz Çığlıklarımız Ne Zaman Duyulacak? 01-01-1970 02:00 Aklın Yolu Birdir 01-01-1970 02:00 Türk çiftçisine bir an önce "KENEVİR" ekme yetkisi verilmelidir. 01-01-1970 02:00 “Bafra Pidesinin Peşinde: Anılar ve Arayışlar” 01-01-1970 02:00 "Geleceğin Enerjisiyle Eğitimi Aydınlatan Öncü Adımlar" 01-01-1970 02:00 Sınıfta İmamın Yeri Olabilir mi? 01-01-1970 02:00 Çocukluk Adımlarımın Büyülü Yolculuğu 01-01-1970 02:00 Kadınlarımızın Toplumdaki Yeri 01-01-1970 02:00 İtfaiyeciler Günü: Yangın Güvenliğinin Kahramanları 01-01-1970 02:00 Dünya ile Bağlarımızı Koparmayalım: 01-01-1970 02:00 “İnsan Hayatına Teknolojinin Dokunuşu” 01-01-1970 02:00 “Dualarla Gelecek Kurulmaz: Bilimden Uzaklaşan Toplumlar Yok Olmaya Mahkum” 01-01-1970 02:00 “Haşhaş: İnsanlık Tarihinin Köklerinden Günümüze Uzanan Bir Yasaklı Bitki” 01-01-1970 02:00 “Haşhaş Çiçekleri Arasında Yürüyüş: 1950'lerde Taşova'da Bir Çocukluk Hikayesi" 01-01-1970 02:00 Kenevir: İnsanlık İçin Bir Miras, Egemen Güçler İçin Bir Tehdit 01-01-1970 02:00 “12 Eylül: Türkiye’nin Karanlık Dönemi ve Kaybedilen Gelecek" 01-01-1970 02:00 “Doğanın Tacı: Gürsu’nun Sularında Hayat Bulmak" 01-01-1970 02:00 Eğitimi Korku Değil, Bilim Şekillendirmeli 01-01-1970 02:00 “Kötülüğün Yankısı: Falaris Boğası ve Adaletin Karanlık Yüzü" 01-01-1970 02:00 “Masumiyetin Katledildiği Yerde İnsanlık Utandı" 01-01-1970 02:00 1916 yılında Arap Yarımadası’nda önemli bir dönüm noktası yaşandı 01-01-1970 02:00 “Köy Enstitülerinin Işığı ve Cumhuriyetin Aydınlık Geleceği" 01-01-1970 02:00 Toprağın Üstü Altından Kıymetli 01-01-1970 02:00 Amasya, yüzyıllardır sanatın, müziğin, merkezi olmuş bir şehir 01-01-1970 02:00 Bir Akpınar Efsanesi: İbrahim Aydın’a Veda 01-01-1970 02:00 Bu Topraklarda Mustafa Kemal'ler Yenilmez: 01-01-1970 02:00