“Nil’in Kıyısında: Kahire’de Tarihe Yolculuk”

İsmail Erdal

08-11-2024 00:33

“Nil’in Kıyısında: Kahire’de Tarihe Yolculuk”

Mısır gezimizin ilk adımı İzmir’den başladı. Dostum İsmet Şenol ile buluşarak başladığımız bu yolculuk, adeta dostluk ve sıcak bir başlangıcın simgesi oldu. Uzun süredir görmediğimiz İsmet ile sohbet ederken, zamanın nasıl geçtiğini fark etmedik. Sabah 4.30’da İstanbul’a uçacağımız için geceyi dost sohbetiyle tamamlamaya karar verdik. Saat 2.30’da İsmet bizi Menderes Havalimanı’na bıraktı. Vedalaşırken, dönüşte de bizi karşılayıp alacağını söyleyerek dostluğunu bir kez daha gösterdi. Bu ince düşüncesi, seyahatimize huzur ve mutlulukla başlamamızı sağladı.

Havalimanında Göcek bayimiz Kenan Bey ve eşiyle buluştuk. Bu buluşma gezimizde yeni dostlukların da filizleneceğini gösterdi. Sohbetimizin ardından, Kahire’ye kadar uzanacak yolculuğumuz için hazırlıklarımızı tamamladık ve İstanbul’a doğru yola çıktık. İstanbul Havalimanı’na vardığımızda, modern dünyanın sunduğu konforlu hizmetlerin önemini bir kez daha anladık. Yer hizmetleri, büyük bir havalimanında kaybolmadan ilerlememizi sağladı. Bu yardımlar olmasaydı, uzun ve yorucu bir yolculuk bizleri bekliyor olabilirdi. Sabah 6.55’te Türk Hava Yolları uçağına binerek, Kahire’ye doğru havalandık.

Kahire Havalimanı’na vardığımızda, şehrin büyülü atmosferini daha ilk anda hissettik. Bizi karşılayan  Mısır Mahmoud Monroe Turkish Guide Egypt rehberimizin güler yüzlü tavrı ve anlatımları, Kahire’nin tarihi zenginlikleriyle dolu bir yolculuğun habercisiydi. Programımızın ilk durağı, şehrin kalbindeki Kahire Müzesi oldu. Müze, yalnızca Mısır’ın değil, tüm insanlık tarihinin en önemli eserlerine ev sahipliği yapıyor. Daha kapısından adım attığımız anda, tarihin ve medeniyetin büyüsüyle kuşatıldık.

Müzede gezerken, her eserin derin bir hikâyesi olduğunu hissettim. Firavunların görkemli yaşamlarını, inançlarını ve ölüme bakışlarını gözler önüne seren lahitler ve heykeller, bize binlerce yıl öncesinin dünyasını sundu. Narmer Paleti, Mısır’ın birleşmesini temsil eden ve Kral Narmer’in gücünü simgeleyen bu eser, tarihin dönüm noktalarından birini ölümsüzleştiriyordu. Tutankamon’un altın maskesi ise belki de müzenin en dikkat çeken eseriydi. İnce işçilikle süslenmiş bu maske, sadece bir sanat eseri değil, aynı zamanda ölümsüzlüğe olan inancın simgesiydi.

Müzedeki her lahit, zamanın sessiz tanığı gibi karşımızda duruyordu. Onlar sadece ölü bedenleri koruyan yapılar değil, aynı zamanda geçmişin hikâyelerini taşlara işleyen birer sanat eseriydi. Üzerlerindeki kabartmalar, tanrılarla insanlar arasındaki ilişkileri, mitolojik olayları ve kişisel trajedileri anlatıyordu. Bu lahitlere dokunurken, geçmişin izlerine dokunduğumu hissettim. Her biri, zamana meydan okuyan sessiz birer hikâye anlatıcısıydı.

Rehberimiz, Mısır’ın hanedanlar tarihi hakkında detaylı bilgiler verirken, her bir hanedanın nasıl sona erip yerini yenisine bıraktığını düşündüm. Mısır’da toplam 30 hanedan hüküm sürmüş ve her biri kendi izini bırakmış. Bir hanedanın sonu bazen siyasi evliliklerle, bazen reformlarla gelmiş. Kral Narmer’in Yukarı ve Aşağı Mısır’ı birleştirmesi, tarihin seyrini değiştiren önemli bir dönüm noktası olduğunu anladık. Ancak her hanedan, kendi içindeki değişimlerle yeniliklere yol açmış.

Antik Mısır’ın inanç sistemi, beni derinden etkiledi. Özellikle Ka ve Ba kavramları, insanın ruhsal varlığını iki farklı boyutta ele alıyordu. Ka, yaşam gücünü temsil ederken, Ba insanın kişiliğini ve bireyselliğini ifade ediyordu. Ölümden sonra bu iki ruhsal unsurun birleşerek sonsuz yaşamı sürdürmesi, Antik Mısırlıların ölüm ve ölümsüzlük kavramına ne denli önem verdiğini gösteriyordu.

Kahire Müzesi’nde geçirdiğimiz bu ilk gün, sadece tarihin derinliklerine yapılan bir yolculuk değil, aynı zamanda medeniyetlerin inanç ve değerlerini anlamaya yönelik bir keşif oldu. Mısır’ın binlerce yıllık geçmişi, her detayıyla hayranlık uyandırıyordu. Tarihin böylesine canlı bir şekilde karşımıza çıkması, bizi sadece o anla sınırlı bırakmadı; aynı zamanda geçmişle bugünü birleştiren düşüncelerle de doldurdu. Bu yolculuk, daha nice keşiflerle devam edeceğe benziyor.

İsmail Erdal 06.11.2024 Kahire .

1. Gün 1. Bölüm

(1. Günü programında gezdiğimiz yerleri daha anlamlı hale getirmek için, ayrı ayrı bölüm halinde yazacağım.)

DİĞER YAZILARI “24 Kasım: Bir Hüzün ve Hatırlama Günü” 01-01-1970 02:00 İşkencenin İnsanlık Dışılığı 01-01-1970 02:00 Anılarınızı Kaleme Alarak Ölümsüzleştirin 01-01-1970 02:00 “Laiklik: Özgürlüğün ve Aydınlığın Teminatı” 01-01-1970 02:00 'Laikliğin Eğitim ve Bilim Üzerindeki Rolü: 01-01-1970 02:00 Kahire’de Tarihe Yolculuk-8 Son bölüm 01-01-1970 02:00 “Cumhuriyetin Çınarı: Muazzez İlmiye Çığ’ın Ardından” 01-01-1970 02:00 "Cumhuriyetimizin Temel Değerleri ve Günümüzdeki Tehditler" 01-01-1970 02:00 Kahire’de Tarihe Yolculuk-7 01-01-1970 02:00 Kahire’de Tarihe Yolculuk-6 01-01-1970 02:00 Kahire’de Tarihe Yolculuk-5 01-01-1970 02:00 Kahire’de Tarihe Yolculuk-4 01-01-1970 02:00 Kahire’de Tarihe Yolculuk-3 01-01-1970 02:00 Kahire’de Tarihe Yolculuk”- 2 01-01-1970 02:00 “Eğitimde Ahlak ve Değerlerin Önemi: İnsani Bir Yaklaşım” 01-01-1970 02:00 10 Kasım ve Atatürk'ün Ardından Bıraktığı Miras 01-01-1970 02:00 Orta Doğu Toplumunun Çıkmazı 01-01-1970 02:00 “Demokrasiyi Korumak: Halkın Seçtiği Yöneticilere Saygı” 01-01-1970 02:00 Özgürlüğün Sembolü Bayrak 01-01-1970 02:00 Yaşasın Cumhuriyet! 01-01-1970 02:00 “Vatan Uğruna Fedakarlık: Boğaz Şehitliği’nde Kahramanlık İzleri” 01-01-1970 02:00 Akpınarlılarla Tarihe Yolculuk 3. Gün 01-01-1970 02:00 Akpınarlılarla Tarihe Yolculuk İkinci Gün 01-01-1970 02:00 Kıbrıs’ta Kuşakları Birleştiren Dördüncü Buluşma 01-01-1970 02:00 ‘’Minik Canların Umutlarını Çalanlar Para Hırsı Uğruna Geleceğimiz Karartılıyor’’ 01-01-1970 02:00 Tarikatların Gölgesinde Laiklik 01-01-1970 02:00 Vatan Savunmasında İbadet ve Dayanışma: 01-01-1970 02:00 İklim Değişikliğinin Ayak Sesleri 01-01-1970 02:00 3. Maddeyi Tartışmaya Açmak Tehlikeli Bir Girişim 01-01-1970 02:00 Kız Çocukları: Eşitlik Mücadelesinde Büyüyen Hayatlar 01-01-1970 02:00 “Avcılık Spor Değil 01-01-1970 02:00 Amasya Elması 01-01-1970 02:00 Alevlerle Yazılan Özgürlük 01-01-1970 02:00 Sessiz Çığlıklarımız Ne Zaman Duyulacak? 01-01-1970 02:00 Aklın Yolu Birdir 01-01-1970 02:00 Türk çiftçisine bir an önce "KENEVİR" ekme yetkisi verilmelidir. 01-01-1970 02:00 “Bafra Pidesinin Peşinde: Anılar ve Arayışlar” 01-01-1970 02:00 "Geleceğin Enerjisiyle Eğitimi Aydınlatan Öncü Adımlar" 01-01-1970 02:00 Sınıfta İmamın Yeri Olabilir mi? 01-01-1970 02:00 Çocukluk Adımlarımın Büyülü Yolculuğu 01-01-1970 02:00 Kadınlarımızın Toplumdaki Yeri 01-01-1970 02:00 İtfaiyeciler Günü: Yangın Güvenliğinin Kahramanları 01-01-1970 02:00 Dünya ile Bağlarımızı Koparmayalım: 01-01-1970 02:00 “İnsan Hayatına Teknolojinin Dokunuşu” 01-01-1970 02:00 “Dualarla Gelecek Kurulmaz: Bilimden Uzaklaşan Toplumlar Yok Olmaya Mahkum” 01-01-1970 02:00 “Haşhaş: İnsanlık Tarihinin Köklerinden Günümüze Uzanan Bir Yasaklı Bitki” 01-01-1970 02:00 “Haşhaş Çiçekleri Arasında Yürüyüş: 1950'lerde Taşova'da Bir Çocukluk Hikayesi" 01-01-1970 02:00 Kenevir: İnsanlık İçin Bir Miras, Egemen Güçler İçin Bir Tehdit 01-01-1970 02:00 “12 Eylül: Türkiye’nin Karanlık Dönemi ve Kaybedilen Gelecek" 01-01-1970 02:00 “Doğanın Tacı: Gürsu’nun Sularında Hayat Bulmak" 01-01-1970 02:00 Eğitimi Korku Değil, Bilim Şekillendirmeli 01-01-1970 02:00 “Kötülüğün Yankısı: Falaris Boğası ve Adaletin Karanlık Yüzü" 01-01-1970 02:00 “Masumiyetin Katledildiği Yerde İnsanlık Utandı" 01-01-1970 02:00 1916 yılında Arap Yarımadası’nda önemli bir dönüm noktası yaşandı 01-01-1970 02:00 “Köy Enstitülerinin Işığı ve Cumhuriyetin Aydınlık Geleceği" 01-01-1970 02:00 Toprağın Üstü Altından Kıymetli 01-01-1970 02:00 Amasya, yüzyıllardır sanatın, müziğin, merkezi olmuş bir şehir 01-01-1970 02:00 Bir Akpınar Efsanesi: İbrahim Aydın’a Veda 01-01-1970 02:00 Bu Topraklarda Mustafa Kemal'ler Yenilmez: 01-01-1970 02:00