“Onur ve Sorumluluk: Unutulan Değerler”

İsmail Erdal

27-01-2025 23:41

“Onur ve Sorumluluk: Unutulan Değerler”

Yunanistan’da meydana gelen tren kazasında birçok insan hayatını kaybetti. Bu acı olayın ardından on Yunanistan Ulaştırma Bakanı Kostas Karamanlis, “Bu trajediyi kaldıramam” diyerek görevinden istifa etti. Bu adım, hem halkın acısını paylaşma hem de bir siyasetçinin halkına olan sorumluluğunu onurlu bir şekilde yerine getirme örneğiydi. Sorumluluk duygusuyla hareket eden bir siyasetçi, topluma güven aşılar. Karamanlis’in bu istifası, sadece Yunan halkının değil, dünyanın birçok yerinde saygıyla karşılandı.

Ne yazık ki, benzer durumlarda ülkemizde böyle bir tutumu görmek neredeyse imkânsız hale geldi. Uçak kazaları, maden göçükleri, sel felaketleri, deprem sonrası ihmaller kaynaklı yıkımlar ve daha nice trajedi… Sayısız insan, ihmaller yüzünden hayatını kaybettiği halde, bırakın bir istifayı, yetkililer sorumluluk almak bir yana, suçu başkalarına atmaya çalışıyor.

Geçmişte yaşanan büyük bir deprem felaketinde eksik denetimler ve yetersiz müdahaleler sonucunda binlerce insan hayatını kaybetti. Ardından kamuoyuna çıkan bir bakan, hataları kabul etmek yerine “şu kurum, bu kurum hatalı” diyerek işin içinden sıyrılmaya çalıştı. Oysa halkın görmek istediği şey, sorumluluğun üstlenilmesiydi. Hataları telafi etmek, kayıpları azaltmak için somut adımlar atılmalıydı. Ancak maalesef, çıkar çatışmaları ve kişisel menfaatler bir kez daha insan hayatının önüne geçti. 

21 Ocak 2025’te Bolu’nun Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki Grand Kartal Otel’de çıkan yangın, ihmaller zincirinin acı bir sonucu olarak 78 kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. Bu trajedi, ihmallerin ve denetim eksikliklerinin ne denli ölümcül sonuçlar doğurabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi.

Yangının otelin dördüncü katındaki restoran bölümünde başladığı ve ahşap kaplamalar nedeniyle hızla yayıldığı belirlendi. Ne yazık ki, otelde yangın alarmı, duman dedektörleri ve otomatik yangın söndürme sistemleri gibi temel güvenlik önlemlerinin eksik olduğu ortaya çıktı. Bu ihmaller, yangının bu denli büyük bir felakete dönüşmesinde kritik rol oynadı.

Facianın ardından Turizm Bakanı’nın, turistik belgeli otellerin denetimlerinin nasıl yapılacağını çok iyi bildiği halde, sorumluluğu kabul etmek yerine suçlu arayışına girmesi düşündürücüydü. Otelin girişinde büyük harflerle “Bu tesis Turizm Bakanlığı denetimindedir” yazılı bir tabela asılı olduğu halde, bakanın suçu başka kurumlara atma çabası insanı derin düşüncelere sevk ediyor. Sorumluluğu üstlenmek yerine hataları örtbas etmeye çalışan bir bakan, hem işinin kalitesini hem de onur anlayışını sorgulamamıza neden oluyor. O koltukta oturan kişi, halkın güvenini temsil etmek zorundadır. Eğer ihmaller sonucu bir faciaya sebep olunmuşsa, onurlu bir siyasetçinin yapması gereken, Yunanistan Ulaştırma Bakanı Kostas Karamanlis gibi hatayı kabul edip istifa ederek topluma sorumluluğun gereğini göstermektir. Ancak bizde, ne yazık ki koltuk sevdası ve çıkar onurdan önce geliyor.

Bakanlık koltuklarına otel sahiplerini, hastane zinciri patronlarını, inşaat baronlarını oturttuğunuzda ortaya çıkan tablo bellidir. Bu kişiler halka hizmet yerine kendi çıkarlarını gözetir. Bakanlık görevini, iş çevreleriyle bağlantılarını güçlendirmek ve daha fazla servet edinmek için bir araç olarak görürler. Oysa siyasetçi, halkın temsilcisidir; görevini onurla, halkın ihtiyaçlarını ön planda tutarak yerine getirmelidir.

Yunanistan’daki tren kazası, sadece kazanın değil, siyasetçinin sorumluluğunu hatırlatma örneğidir. Ülkemizde de benzer bir olay yaşandığında, sorumluluk sahibi bir bakanın çıkıp “Evet, hata yaptık, bu sorumluluğu taşıyamıyorum” dediğini duymak isterdik. Ancak genelde gördüğümüz şey, ihmallerin üstünün örtülmesi, suçu başkalarına atma çabası ya da hiçbir şey olmamış gibi davranılması oluyor. Bu durum, halkın siyasete olan güvenini derinden sarsıyor.

Bir toplumda güveni yeniden tesis etmek istiyorsak, yöneticilerin ve siyasilerin hesap verebilir, şeffaf ve onurlu olması gerekiyor. Siyasetçi, sadece kendi dönemini kurtarmak için değil, geleceği inşa etmek için çalışmalı. Onurlu olmak, sadece bir birey olarak değil, temsil ettiği kurum adına da saygı kazanmanın yoludur.

Yunanistan’da tren kazasında hayatını kaybeden insanlar için istifa eden bir bakanın onurlu duruşunu gördük. Peki ya biz? Kaç felaket, kaç ölüm daha yaşandığında birileri çıkıp sorumluluk alacak? Kaç can kaybının ardından, koltuklar menfaat değil, halka hizmet için var olacak?

Halk, siyasetçisinden onurlu bir duruş bekler. Bu beklenti, sadece trajedilerde değil, her durumda geçerlidir. Unutmayalım ki, sorumluluk alabilen siyasetçiler bir ülkenin geleceğini değiştirebilir. Ama sorumluluktan kaçanlar, sadece güveni değil, bir ulusun temel değerlerini de tüketir.

Turizm Bakanı’nın sorumluluğu belediyelere, itfaiye ekiplerine atarak kendi görev alanından sıyrılmaya çalışması kabul edilemez bir tutumdur. Eğer bu yönde bir savunma yapılacaksa, belediyelerin itfaiye denetimlerini derhal başlatması ve özellikle Turizm Bakanlığı teşvik belgeli otellerden işe başlanması gerekir. Bu süreçte, en küçük eksiklikte dahi ilgili otellerin kapatılması ve bu konuda detaylı bir rapor hazırlanması elzemdir. Böyle bir adım atıldığında, bakalım Turizm Bakanı, “Benim otellerime giremezsiniz, çünkü onlar Turizm Bakanlığı denetimindedir” diyebilecek mi? Türkiye’de bir turizmcinin otellerin yüzde sekseninde gerekli yangın güvenlik önlemlerinin bulunmadığını dile getirmesi düşündürücüdür. Eğer bu eksiklikler belediyelerin sorumluluğunda denetlenecekse, belediyelerin acilen ekiplerini organize ederek kapsamlı denetimler yapması ve standartlara uymayan otellerin faaliyetlerini durdurması gerekmektedir. Bu, halkın güvenliği için zorunlu bir adımdır ve ihmallere karşı verilecek en net cevaptır.
Bir şartla; suçu belediyeye atıp, belediyeler turizm teşvikli otelleri denetime başladığında , olmayan yönetmelik maddesini değiştirmeye kalkmayacaksınız. Bu onurlu davranışı  bekleriz.

Türkiye’deki tüm belediyelerin, sorumluluklarında bulunan otel, okul, pansiyon, işyeri, fabrika ve apartman gibi yerleşim ve çalışma alanlarının, mevcut yönetmelikler doğrultusunda en kısa zamanda kapsamlı denetimlerini gerçekleştirmesi gerekmektedir. Bu denetimlerin, özellikle yangın güvenlik önlemleri ve diğer hayati standartlar açısından titizlikle yapılması, hem vatandaşların güvenliğini sağlamak hem de ileride benzer acı olayların yaşanmasını önlemek adına zorunludur. Hiçbir ihmale yer bırakmadan yürütülecek bu denetimler, sadece can güvenliği için değil, aynı zamanda toplumsal sorumluluğun gereği olarak geciktirilmeden yapılmalıdır. İnsan hayatı, herhangi bir ihmalin bedeli olamaz.

İsmail Erdal  25.01.2025 Muğla

DİĞER YAZILARI 47 Yıl Önce İnşa Edilen Binanın Sorumluluğu 01-01-1970 02:00 Köy Enstitüsü Öğrencilerinin Yolculuğu 01-01-1970 02:00 “Sarı Öküz’ü Verdiğimiz Gün Kaybettik 01-01-1970 02:00 “Emeklilik: Onurlu Bir Yaşam mı, Sessiz Bir Terk Ediliş mi?” 01-01-1970 02:00 Böl ve Yönet 01-01-1970 02:00 “Ovacık’ın Efsanesiydi, Kadıköy’de Hayal Kırıklığı Oldu” 01-01-1970 02:00 Muğla’dan Türkiye’ye Bir Uyarı 01-01-1970 02:00 Sömürülen Kıtanın Çığlığı 01-01-1970 02:00 Patrona Halil ve Şeyh Bedreddin: 01-01-1970 02:00 “Tayland gezi notları: 3” 01-01-1970 02:00 “Tayland gezi notları: 2” 01-01-1970 02:00 “Tayland Gezi Notları: 1” 01-01-1970 02:00 Kendi Seçiminin Bedeli 01-01-1970 02:00 “24 Kasım: Bir Hüzün ve Hatırlama Günü” 01-01-1970 02:00 İşkencenin İnsanlık Dışılığı 01-01-1970 02:00 Anılarınızı Kaleme Alarak Ölümsüzleştirin 01-01-1970 02:00 “Laiklik: Özgürlüğün ve Aydınlığın Teminatı” 01-01-1970 02:00 'Laikliğin Eğitim ve Bilim Üzerindeki Rolü: 01-01-1970 02:00 Kahire’de Tarihe Yolculuk-8 Son bölüm 01-01-1970 02:00 “Cumhuriyetin Çınarı: Muazzez İlmiye Çığ’ın Ardından” 01-01-1970 02:00 "Cumhuriyetimizin Temel Değerleri ve Günümüzdeki Tehditler" 01-01-1970 02:00 Kahire’de Tarihe Yolculuk-7 01-01-1970 02:00 Kahire’de Tarihe Yolculuk-6 01-01-1970 02:00 Kahire’de Tarihe Yolculuk-5 01-01-1970 02:00 Kahire’de Tarihe Yolculuk-4 01-01-1970 02:00 Kahire’de Tarihe Yolculuk-3 01-01-1970 02:00 Kahire’de Tarihe Yolculuk”- 2 01-01-1970 02:00 “Nil’in Kıyısında: Kahire’de Tarihe Yolculuk” 01-01-1970 02:00 “Eğitimde Ahlak ve Değerlerin Önemi: İnsani Bir Yaklaşım” 01-01-1970 02:00 10 Kasım ve Atatürk'ün Ardından Bıraktığı Miras 01-01-1970 02:00 Orta Doğu Toplumunun Çıkmazı 01-01-1970 02:00 “Demokrasiyi Korumak: Halkın Seçtiği Yöneticilere Saygı” 01-01-1970 02:00 Özgürlüğün Sembolü Bayrak 01-01-1970 02:00 Yaşasın Cumhuriyet! 01-01-1970 02:00 “Vatan Uğruna Fedakarlık: Boğaz Şehitliği’nde Kahramanlık İzleri” 01-01-1970 02:00 Akpınarlılarla Tarihe Yolculuk 3. Gün 01-01-1970 02:00 Akpınarlılarla Tarihe Yolculuk İkinci Gün 01-01-1970 02:00 Kıbrıs’ta Kuşakları Birleştiren Dördüncü Buluşma 01-01-1970 02:00 ‘’Minik Canların Umutlarını Çalanlar Para Hırsı Uğruna Geleceğimiz Karartılıyor’’ 01-01-1970 02:00 Tarikatların Gölgesinde Laiklik 01-01-1970 02:00 Vatan Savunmasında İbadet ve Dayanışma: 01-01-1970 02:00 İklim Değişikliğinin Ayak Sesleri 01-01-1970 02:00 3. Maddeyi Tartışmaya Açmak Tehlikeli Bir Girişim 01-01-1970 02:00 Kız Çocukları: Eşitlik Mücadelesinde Büyüyen Hayatlar 01-01-1970 02:00 “Avcılık Spor Değil 01-01-1970 02:00 Amasya Elması 01-01-1970 02:00 Alevlerle Yazılan Özgürlük 01-01-1970 02:00 Sessiz Çığlıklarımız Ne Zaman Duyulacak? 01-01-1970 02:00 Aklın Yolu Birdir 01-01-1970 02:00 Türk çiftçisine bir an önce "KENEVİR" ekme yetkisi verilmelidir. 01-01-1970 02:00 “Bafra Pidesinin Peşinde: Anılar ve Arayışlar” 01-01-1970 02:00 "Geleceğin Enerjisiyle Eğitimi Aydınlatan Öncü Adımlar" 01-01-1970 02:00 Sınıfta İmamın Yeri Olabilir mi? 01-01-1970 02:00 Çocukluk Adımlarımın Büyülü Yolculuğu 01-01-1970 02:00 Kadınlarımızın Toplumdaki Yeri 01-01-1970 02:00 İtfaiyeciler Günü: Yangın Güvenliğinin Kahramanları 01-01-1970 02:00 Dünya ile Bağlarımızı Koparmayalım: 01-01-1970 02:00 “İnsan Hayatına Teknolojinin Dokunuşu” 01-01-1970 02:00 “Dualarla Gelecek Kurulmaz: Bilimden Uzaklaşan Toplumlar Yok Olmaya Mahkum” 01-01-1970 02:00 “Haşhaş: İnsanlık Tarihinin Köklerinden Günümüze Uzanan Bir Yasaklı Bitki” 01-01-1970 02:00 “Haşhaş Çiçekleri Arasında Yürüyüş: 1950'lerde Taşova'da Bir Çocukluk Hikayesi" 01-01-1970 02:00 Kenevir: İnsanlık İçin Bir Miras, Egemen Güçler İçin Bir Tehdit 01-01-1970 02:00 “12 Eylül: Türkiye’nin Karanlık Dönemi ve Kaybedilen Gelecek" 01-01-1970 02:00 “Doğanın Tacı: Gürsu’nun Sularında Hayat Bulmak" 01-01-1970 02:00 Eğitimi Korku Değil, Bilim Şekillendirmeli 01-01-1970 02:00 “Kötülüğün Yankısı: Falaris Boğası ve Adaletin Karanlık Yüzü" 01-01-1970 02:00 “Masumiyetin Katledildiği Yerde İnsanlık Utandı" 01-01-1970 02:00 1916 yılında Arap Yarımadası’nda önemli bir dönüm noktası yaşandı 01-01-1970 02:00 “Köy Enstitülerinin Işığı ve Cumhuriyetin Aydınlık Geleceği" 01-01-1970 02:00 Toprağın Üstü Altından Kıymetli 01-01-1970 02:00 Amasya, yüzyıllardır sanatın, müziğin, merkezi olmuş bir şehir 01-01-1970 02:00 Bir Akpınar Efsanesi: İbrahim Aydın’a Veda 01-01-1970 02:00 Bu Topraklarda Mustafa Kemal'ler Yenilmez: 01-01-1970 02:00