“Ovacık’ın Efsanesiydi, Kadıköy’de Hayal Kırıklığı Oldu”

İsmail Erdal

03-01-2025 23:21

“Ovacık’ın Efsanesiydi, Kadıköy’de Hayal Kırıklığı Oldu”

Munzur Dağları’nın eteğinde, masalsı güzellikteki Ovacık’ın kenarında halktan biri çıkageldi. Yıllarca süregelen politik geleneğin aksine, sade yaşamıyla, halktan yana bir yönetim anlayışı sergileyen bu insan, Türkiye’nin gündemine damgasını vurdu. Fatih Mehmet Maçoğlu, nam-ı diğer “Komünist Başkan,” halkın teveccühüyle önce Ovacık’ın, ardından Tunceli’nin belediye başkanı oldu. Ancak, başarılarla dolu bu hikâye, birdenbire Kadıköy’e uzanan bir rotaya girerek birçok kişi için bir rüyanın sona ermesiyle sonuçlandı.

2014 yılında Ovacık Belediye Başkanlığı seçimlerini kazanan Maçoğlu, daha göreve gelirken farkını ortaya koydu. Ovacık gibi küçük bir ilçede makam arabası yerine bisikletle işe gidip gelmesi, sade yaşamıyla halkın gönlünde taht kurmasını sağladı. Ovacık’ın verimli topraklarından yararlanarak organik tarımı teşvik etti. Yetiştirilen ürünlerden elde edilen gelir, yörenin çocuklarına burs olarak döndü. Bu, sadece ekonomik bir hareket değil, aynı zamanda bir zihniyet devrimiydi.

Ovacık’ta kurduğu kooperatif modeli, sadece bölge halkına değil, tüm Türkiye’ye örnek oldu. Sosyalizmin somut bir şekilde hayata geçirilebileceğini gösterdi. İdeolojik olarak farklı görüşlere sahip insanlar bile onun projelerini takdir etti. Siyasi duruşundan bağımsız olarak, dürüstlüğü ve halka yakınlığı her kesimden insanın sevgisini kazandı.

Başarılı bir dönemin ardından 2019 yılında Tunceli Belediye Başkanlığı’na aday olan Maçoğlu, bu kez daha büyük bir sorumluluğu üstlendi. Tunceli gibi siyasi ve kültürel açıdan farklı dinamiklere sahip bir şehirde aynı halkçı politikaları hayata geçirmeyi başardı. Su faturalarını düşürdü, belediye borçlarını şeffaf bir şekilde açıkladı ve halk meclisleriyle şehir yönetimini kolektif bir yapıya dönüştürdü.

Ancak, başarısının büyüklüğüyle birlikte sorumluluklarının ağırlığı da arttı. Artık sadece Ovacık’ın değil, Türkiye’nin dört bir yanından izlenen bir liderdi. Pek çok kişi onun bu başarılarını, “modern bir Köy Enstitüsü ruhu” olarak tanımlıyordu. Maçoğlu, kırsalda hayata geçirdiği halkçı politikalarıyla bir umut ışığı olmuştu. Ancak bu umut, bir süre sonra yerini şaşkınlığa bırakacaktı.

2024 yılında İstanbul Kadıköy Belediye Başkanlığı için aday olduğunu açıkladığında, birçok kişi için bu karar anlaşılmaz bir hamleydi. Kırsal bölgelerdeki başarısı ve halkçı yönetim tarzıyla özdeşleşmiş bir liderin, Türkiye’nin en kozmopolit ilçelerinden biri olan Kadıköy’e aday olması, sevenlerini şaşkına çevirdi. Sosyal medyada ve basında “Neden Kadıköy?”, “Seçilmeyeceğini bile bile bu karar neden alındı?” gibi sorular gündeme geldi.

Maçoğlu, bu kararıyla ilgili detaylı bir açıklama yapmadı. Belki de sosyalizmi daha geniş bir çevrede tanıtmak, belki de kendine yeni bir alan açmak istedi. Ancak bu hamle, kırsalda bir umut olarak yeşeren Maçoğlu hikâyesinin ruhuna aykırı bulundu. Birçok kişi, bu kararın onun halkla kurduğu güçlü bağları zedelediğini düşündü.

Kadıköy Belediye Başkanlığı seçimlerinde Maçoğlu’nun kazanma şansı olmadığı başından belliydi. Zaten seçilemedi ve ardından sessizliğe gömüldü. Ancak asıl üzücü olan, kırsalda yarattığı devrimin sekteye uğramasıydı. Köy Enstitüleri ruhuyla özdeşleşen bu lider, kendi tabanı tarafından bile “neden böyle bir karar aldı?” sorusuyla sorgulandı. Daha büyük bir alana yayılmak yerine, Erzincan ya da Elazığ gibi çevre illerde başarılarını pekiştirebilecekken, Kadıköy gibi farklı bir yapıya yönelmesi, onun mirasını zedeledi.

Ona gönderdiğim mektupta, “Eğer daha büyük bir sorumluluk almak istiyorsan, Erzincan veya Elazığ gibi yakın coğrafyalarda örnek belediyeciliğini sürdürebilirdin” dedim. Kadıköy, onun kırsalda kazandığı başarılardan çok uzakta bir sahaydı. Bu karar, hem kırsaldaki umutları hem de halkçı belediyeciliğin genişleme potansiyelini yitirmesine neden oldu.

Fatih Mehmet Maçoğlu, bir dönemin en büyük halkçı liderlerinden biri olarak tarih sahnesinde yerini aldı. Ancak Kadıköy hamlesiyle, birçok kişinin zihninde bir rüyanın sona erdiği bir figür olarak anılacak. Onun hikâyesi, bizlere halktan biri olarak başlayıp büyük umutlar yaratan bir liderin, yanlış bir tercihle nasıl her şeyi riske atabileceğini gösteriyor.

Ovacık’ın yeşil tarlalarında başlayan bu rüya, İstanbul’un beton sokaklarında bitti. Ancak yine de onun hikâyesi, halkın içinden çıkıp halk için çalışan liderlerin neler başarabileceğini bizlere hatırlatıyor. Şimdi, bu rüyanın yeniden canlanıp canlanmayacağını zaman gösterecek.

İsmail Erdal 03.01.2024 Muğla

DİĞER YAZILARI “Emeklilik: Onurlu Bir Yaşam mı, Sessiz Bir Terk Ediliş mi?” 01-01-1970 02:00 Böl ve Yönet 01-01-1970 02:00 Muğla’dan Türkiye’ye Bir Uyarı 01-01-1970 02:00 Sömürülen Kıtanın Çığlığı 01-01-1970 02:00 Patrona Halil ve Şeyh Bedreddin: 01-01-1970 02:00 “Tayland gezi notları: 3” 01-01-1970 02:00 “Tayland gezi notları: 2” 01-01-1970 02:00 “Tayland Gezi Notları: 1” 01-01-1970 02:00 Kendi Seçiminin Bedeli 01-01-1970 02:00 “24 Kasım: Bir Hüzün ve Hatırlama Günü” 01-01-1970 02:00 İşkencenin İnsanlık Dışılığı 01-01-1970 02:00 Anılarınızı Kaleme Alarak Ölümsüzleştirin 01-01-1970 02:00 “Laiklik: Özgürlüğün ve Aydınlığın Teminatı” 01-01-1970 02:00 'Laikliğin Eğitim ve Bilim Üzerindeki Rolü: 01-01-1970 02:00 Kahire’de Tarihe Yolculuk-8 Son bölüm 01-01-1970 02:00 “Cumhuriyetin Çınarı: Muazzez İlmiye Çığ’ın Ardından” 01-01-1970 02:00 "Cumhuriyetimizin Temel Değerleri ve Günümüzdeki Tehditler" 01-01-1970 02:00 Kahire’de Tarihe Yolculuk-7 01-01-1970 02:00 Kahire’de Tarihe Yolculuk-6 01-01-1970 02:00 Kahire’de Tarihe Yolculuk-5 01-01-1970 02:00 Kahire’de Tarihe Yolculuk-4 01-01-1970 02:00 Kahire’de Tarihe Yolculuk-3 01-01-1970 02:00 Kahire’de Tarihe Yolculuk”- 2 01-01-1970 02:00 “Nil’in Kıyısında: Kahire’de Tarihe Yolculuk” 01-01-1970 02:00 “Eğitimde Ahlak ve Değerlerin Önemi: İnsani Bir Yaklaşım” 01-01-1970 02:00 10 Kasım ve Atatürk'ün Ardından Bıraktığı Miras 01-01-1970 02:00 Orta Doğu Toplumunun Çıkmazı 01-01-1970 02:00 “Demokrasiyi Korumak: Halkın Seçtiği Yöneticilere Saygı” 01-01-1970 02:00 Özgürlüğün Sembolü Bayrak 01-01-1970 02:00 Yaşasın Cumhuriyet! 01-01-1970 02:00 “Vatan Uğruna Fedakarlık: Boğaz Şehitliği’nde Kahramanlık İzleri” 01-01-1970 02:00 Akpınarlılarla Tarihe Yolculuk 3. Gün 01-01-1970 02:00 Akpınarlılarla Tarihe Yolculuk İkinci Gün 01-01-1970 02:00 Kıbrıs’ta Kuşakları Birleştiren Dördüncü Buluşma 01-01-1970 02:00 ‘’Minik Canların Umutlarını Çalanlar Para Hırsı Uğruna Geleceğimiz Karartılıyor’’ 01-01-1970 02:00 Tarikatların Gölgesinde Laiklik 01-01-1970 02:00 Vatan Savunmasında İbadet ve Dayanışma: 01-01-1970 02:00 İklim Değişikliğinin Ayak Sesleri 01-01-1970 02:00 3. Maddeyi Tartışmaya Açmak Tehlikeli Bir Girişim 01-01-1970 02:00 Kız Çocukları: Eşitlik Mücadelesinde Büyüyen Hayatlar 01-01-1970 02:00 “Avcılık Spor Değil 01-01-1970 02:00 Amasya Elması 01-01-1970 02:00 Alevlerle Yazılan Özgürlük 01-01-1970 02:00 Sessiz Çığlıklarımız Ne Zaman Duyulacak? 01-01-1970 02:00 Aklın Yolu Birdir 01-01-1970 02:00 Türk çiftçisine bir an önce "KENEVİR" ekme yetkisi verilmelidir. 01-01-1970 02:00 “Bafra Pidesinin Peşinde: Anılar ve Arayışlar” 01-01-1970 02:00 "Geleceğin Enerjisiyle Eğitimi Aydınlatan Öncü Adımlar" 01-01-1970 02:00 Sınıfta İmamın Yeri Olabilir mi? 01-01-1970 02:00 Çocukluk Adımlarımın Büyülü Yolculuğu 01-01-1970 02:00 Kadınlarımızın Toplumdaki Yeri 01-01-1970 02:00 İtfaiyeciler Günü: Yangın Güvenliğinin Kahramanları 01-01-1970 02:00 Dünya ile Bağlarımızı Koparmayalım: 01-01-1970 02:00 “İnsan Hayatına Teknolojinin Dokunuşu” 01-01-1970 02:00 “Dualarla Gelecek Kurulmaz: Bilimden Uzaklaşan Toplumlar Yok Olmaya Mahkum” 01-01-1970 02:00 “Haşhaş: İnsanlık Tarihinin Köklerinden Günümüze Uzanan Bir Yasaklı Bitki” 01-01-1970 02:00 “Haşhaş Çiçekleri Arasında Yürüyüş: 1950'lerde Taşova'da Bir Çocukluk Hikayesi" 01-01-1970 02:00 Kenevir: İnsanlık İçin Bir Miras, Egemen Güçler İçin Bir Tehdit 01-01-1970 02:00 “12 Eylül: Türkiye’nin Karanlık Dönemi ve Kaybedilen Gelecek" 01-01-1970 02:00 “Doğanın Tacı: Gürsu’nun Sularında Hayat Bulmak" 01-01-1970 02:00 Eğitimi Korku Değil, Bilim Şekillendirmeli 01-01-1970 02:00 “Kötülüğün Yankısı: Falaris Boğası ve Adaletin Karanlık Yüzü" 01-01-1970 02:00 “Masumiyetin Katledildiği Yerde İnsanlık Utandı" 01-01-1970 02:00 1916 yılında Arap Yarımadası’nda önemli bir dönüm noktası yaşandı 01-01-1970 02:00 “Köy Enstitülerinin Işığı ve Cumhuriyetin Aydınlık Geleceği" 01-01-1970 02:00 Toprağın Üstü Altından Kıymetli 01-01-1970 02:00 Amasya, yüzyıllardır sanatın, müziğin, merkezi olmuş bir şehir 01-01-1970 02:00 Bir Akpınar Efsanesi: İbrahim Aydın’a Veda 01-01-1970 02:00 Bu Topraklarda Mustafa Kemal'ler Yenilmez: 01-01-1970 02:00