Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları Genel Başkanı Fatma Köse’nin “Demokrasi, Adalet ve Barış” yolculuğundaki gezisinin durağı Amasya oldu. Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları Genel Başkanı Fatma Köse Amasya CHP İl Başkanlığı binasında yaptığı değerlendirmede şunları ifade etti: Biz “Demokrasi, Adalet ve Barış” yolculuğu projesi kapsamında 81 ili kapsayacak bir çalışma içeresindeyiz. Burası 45. İl. 45.nci ilde çalışma yapıyoruz. Bu çalışma 81 ili kapsayacak bir çalışma. Amacı ülke sorunlarına değinmek ülke sorunlarını her yerde anlatmak, anlatabilmek. Amasya’da neler oluyor sizlerle kısaca paylaşacağım. Amasya ilinde 11 bin 317 tane kayıtsız işçi olduğu görülüyor. İşsizlik ödeneğine başvuran kişi sayısı 4 bin 949 kişi. Köylerden ciddi göç aldığı görülüyor. Hızlı bir nüfus artışı olduğu görülüyor. Plansız yerleşmeye bağlı olarak çarpık kentleşme olduğu görülüyor. Alt yapı var sorunu var Amasya’da. Çiftçi borçlarının olduğu görülüyor. Yem ve girdi maliyetlerinin nedeniyle hayvancılık zarar görmüş Amasya’da. Türkiye’nin bir özetini Amasya’da da yaşıyoruz. Bu ülkede 5 temel sorunu var Bu ülkede demokrasi sorunu var, bu ülkede ekonomi sorunu var, bu ülkede dış politika sorunu var, bu ülkede eğitim sorunu var, bu ülkede toplumsal barış sorunu var.
Demokrasi sorununa baktığımızda hak, hukuk ve adaletin olmadığı bir ülkede yaşıyoruz. Otoriter, baskıcı, hukuksuz ve liyakatin önemsenmediği bir ülke haline dönüştü ülkemiz. Mevcut iktidar ile Türkiye demokrasiden ve uygar ülkeden tamamen uzaklaştı. Güçler ayrılığı ilkesi tamamen yok edildi. Medya tamamen tekelleşti. Yargı tarafsız değil. Yargı sadece bir kişinin ağzından çıkan iki cümleyle yargı şekilleniyor. Düşünce ve ifade özgürlüğü diye bir şey kalmadı bu ülkede. Çözüm var, çözüm Güçler ayrılığı ilkesi yeniden getirilmeli. Yasama erki üzerindeki vesayet kalkmalı. Hukukun üstünlüğü ilkesi doğrultusunda yargı bağımsız olmalı ki bu ülkeye adalet gelsin, bu ülkeye özgürlük gelsin, bu ülkeye demokrasi gelsin. Basın özgürlüğü ve yurttaşların bilgi edinme hakkı önündeki engeller kaldırılmalı. Liyakat devlet kurumlarının temel ilkesi olmalıdır.
ÜRETEMEYEN BİR TÜRKİYE İLE KARŞI KARŞIYAYIZ
“Diğer bir sorunumuz ekonomi. Üretemeyen bir Türkiye ile karşı karşıyayız. Enflasyon, oranı dünya ortalamasının 5 katından daha fazla Türkiye’de. Türkiye’nin dış borç stoku 450 milyar doları aştı. Ekonomik adaletsizlik ve eşitsizlikler her geçen gün artarak devam ediyor. Yaklaşık 16 milyon yurttaşımız yoksulluk sınırının altında bir gelire sahip. 8 milyon yurttaşımız işsiz neredeyse 5 gencimizden biri işsiz. Son araştırmalarına göre Türkiye’de işsizlik oranı, genç işsizlik oranı yüzde 30 lara dayanıyor. Yaklaşık 9 buçuk milyon kişi bu ülkede kayıt dışı çalışmakta. Çözüm ülkemizde rekabetçi ve yüksek değer üreten bir ekonomiye ihtiyaç var. Dolayısıyla üreten Türkiye’ye ihtiyaç var. Ekonomi politikalarımızın orta ve uzun vadede 5 temel amacı vardır: Katma değeri fazla mal ve hizmet üretiminde uzmanlaşmak, iş gücünün niteliğini yükseltmek, ücretler genel seviyesini arttırmak gerekiyor, bölgesel eşitsizliği gidermek gerekiyor, tüm yoksulları aile sigortası ile tanıştırmak gerekiyor. Dolayısıyla üreten Türkiye’yi bu ülkede tesis edilmesi gerekiyor.
“TUTARSIZ BİR DIŞ POLİTİKA VAR”
Bir diğer sorun dış politika. Dış politikada istikrar ve itibarın olmadığı bir ülkede yaşıyoruz artık Türkiye tutarsız öngörüsüz ve hayalperest bir dış politika anlayışıyla tarafsızlığını güvenirliğini ve inanılırlığını yitirdi. Bütün komşularımızla düşman halindeyiz. Tabi ki sınırlarımızı korumamız gerekiyor. Tabi ki sınırlarımızda ciddi kararlar alınması gerekiyor. Âmâ bu istişare ile olsaydı eğer bu ülkede bugün dış politika anlamında ülke bu halde olmazdı. Bu yüzden uluslararası etkili bir aktör olma özelliğini bu ülke kaybetti. İktidarın kavgacı diplomasisi ülkemizi AB’ye üyelik hedefinden uzaklaştırdı. Bugün Avrupa Birliği konuşulmuyor bile. Avrupa birliği diye bir şey Türkiye’nin gündeminden çıkarıldı. Çözüm hep dedik ki dünyada barış yurtta barış yarıyla yolumuza devam edelim. Biz yeniden güvenilir, iş birliği yapılabilir bir ülke konumuna getirilmek zorundayız. Başka çıkış yolu yok. Uluslararası hukuka saygılı bir politika izlenmesi gerekiyor.”
“EĞİTİM TAMAMEN NİTELİKSİZLEŞTİ”
Diğer bir sorun eğitim ülkenin temel sorunlarından biri eğitim. Avrupa Ülkeleri arasında sondan dördüncü Türkiye. Bilimsel akılcı bir eğitim politikalarının izlenmediğini görüyoruz bu ülkede. Eğitimin tamamen niteliksiz eştiğini görüyoruz. Eğitim tamamen ticarileşti. Yükseköğretim tamamen yapboz tahtasına döndü. Çözüm var. Herkes için parasız ve nitelikli eğitimden hareketle bir yıl okul öncesi, 8 yıl ilköğretim ve 4 yıl ortaöğretimden oluşan 1+8+4 modeliyle Türkiye tekrar tanıştırılmadı. Mesleki eğitim kurslarıyla birlikte bu okulların yaygınlaştırılmalı.
KİMLİKLERE DAYALI SİYASET BİR ARADA YAŞAMA KÜLTÜRÜNE ZARAR VERİYOR
Bir diğer sorun toplumsal barış, kardeşlik ve birlikte yaşama kültürü. Kimliklere dayalı siyaset toplumumuzun bir arada yaşama kültürüne zarar verildi. Toplumsal barışı tehdit eden tüm sorunların çözümü güvenlik, ekonomik, insan hakları ve özgürlük anlayışını kapsayan bir demokrasi anlayışı ile mümkün olacaktır. İşte böyle bir anlayışa ihtiyacı var Türkiye’nin Bu hedef doğrultusunda tüm yurttaşları kucaklayan ve ortak paydada buluşturan özgürlükçü demokratik yurttaşçı anlayışıyla ülkemizin yeniden bu memlekette huzurun sağlanması gerekiyor.
“KADIN CİNAYETLERİ”
Ülkenin bir diğer en önemli sorunu kanayan yarası kadın cinayetleri. İşte bugün Amasya’da yine bir kadın eşi tarafından yaralanıyor ve hastaneye kaldırılıyor. Son 17 yıldır artarak devam eden kadın cinayetlerine hepimiz tanıklık ediyoruz. Nedenine baktığımızda yasalar var kadın cinayetlerinin önünü engelleyecek yasalar var ama uygulamada maalesef zorluklar yaşanıyor. Bugün eğer 6284 sayılı yasa uygulansaydı bu kadar kadın cinayetlerine tanıklık etmezdik. Mücadele devam edecek. Eğer mücadele devam ederse kadın cinayetlerini önleyecek olan kadın gücü ve kadın birlikteliği. Artık yasalardan beklentimiz kalmadı. Bugün bu cinayetleri işleyenlere indirimli yasalar uygulanıyorsa ve mevcut yasalar uygulanmıyorsa kadının hayatta kalmasını sağlayan 6284 sayılı yasa bizimde ilk imzacısı olduğumuz İstanbul sözleşmesi tartışmaya açıldıysa bu ülkede o zaman kadınların cinayetini önlemede hiç kimse söz edemez. Demek ki kadın cinayetlerine baktığımızda bu cinayetlerin politik olduğunu görüyoruz. Kadın cinayetleri politiktir. İşte o ayrıştırıcı dil kadını ikinci sınıf gören dil, yapı ve uygulanmayan yasalar cezalar kadın cinayetlerinin artmasına olanak sağlamıştır. Sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bu mücadelemizi birlikte büyüteceğiz. Artık sokak ortasında yakılan, boğazına bıçak dayanan çocuklarının gözleri önünde bedenleri parçalanan, kopya çekmesine izin verilmediği için okul koridorlarında onlarca kez bıçaklanan, plazaların tepelerinden atılan kadınlar olmak istemiyoruz. Artık bu ülkede kadınlar olarak özgür, eşit ve her yerde eşit temsiliyetin olduğu fırsat eşitliğinin olduğu bir ülkede kadınlar olarak yaşamak istiyoruz.
Basın açıklamasına CHP Kadın Kollar genel Başkanı Fatma Köse’nin yanı sıra Kadın MYK üyeleri, Gümüşhacıköy Belediye Başkanı Zehra Özyol, CHP Amasya İl Başkanı Reşat Karagöz, CHP Merkez İlçe Başkanı Ali Kilci, Amasya CHP Kadın Kolları Başkanı Emine Aras katıldı.