Eğitim Sen Amasya Şubesi, Çorum' da bulunan Ekmekçioğlu Metal A.Ş'de sendika üyesi oldukları için işten atılan işçilere destek verdi.
Amasya Eğitim Sen Şube Yürütme Kurulu konuya ilişkin yaptığı basın açıklamasında şunlar ifade edildi; “Ekmekçioğlu Metal A.Ş'de " iyi niyet kurallarına uymayan haller nedeniyle fesih" anlamına gelen 29 numaralı kodla işten atılan emekçi kardeşlerimiz için Eğitim Sen Amasya Şubesi ve Çorum Kesk Bileşenleri olarak sınıf dayanışması içerisinde desteklerimizi sunuyoruz.
Uzun zamandır yürütülen kanun tanımazlık, hak ve güvencelerin ihlali ve kar hırsının can yakıcı boyutlara ulaştığını açık bir şekilde hissediyoruz. İşçi sınıfının tüm kesimleri durum karşısında bir çıkış yolu arıyor. Sendikalaşmanın, iş güvencesinin, tazminat hakkının önüne konulan engeller zaten çok zor durumda olan geniş halk kitlelerini hızla açlığa ve yoksulluğa sürüklüyor. Hukuksuz işten atılmalar rutinleşiyor, mücadele eden işçi sınıfı sopayla (!) hizaya çekilmeye çalışılıyor. Anayasal ve yasal hakları bile görmezden gelinerek hukuk tanımaz bir yola giriliyor.
Unutulmamalıdır bu dünyanın toprağı, suyu, havası hepimize aittir. Devletler halkıyla birlikte vardır ve halkın çıkarlarına hizmet etmekle sorumludurlar. Kanunlar hepimiz için vardır ve herkesin aynı kanunlara uyması zorunludur.
T.C. Anayasası'nın 51.
“Çalışanlar ve işverenler, üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten serbestçe çekilme haklarına sahiptir.
AHİM 11. madde (toplantı ve dernek kurma özgürlüğü): "Herkes barışçıl olarak toplanma ve dernek kurma hakkına sahiptir. Bu hak, çıkarlarını korumak amacıyla başkalarıyla birlikte sendikalar kurma ve sendikalara üye olma hakkını da içerir."
Örneğin AİHM, Tek Gıda İş Sendikası’nın yaptığı başvuruyu, 4 Nisan 2017 tarihinde kabul edilebilir bularak AİHS m. 11’de düzenlenen toplantı ve dernek kurma özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermiştir. Mahkemeye göre, “devletin, işverenin haksız işten çıkarmalarla, sendikaya bağlı bütün işçileri işten çıkarmasını engelleme yönündeki pozitif yükümlülüğünü yerine getirmemesi” toplantı ve dernek kurma özgürlüğünün ihlalidir. Demiştir.
Anayasa mahkemesi bu gerçekliğe de dikkat çekerek demiştir ki:
a. “Anayasanın 51-54. maddelerinde düzenlenen sendikal hak ve özgürlükler, benzer güvenceler getiren başta Örgütlenme Özgürlüğü Sözleşmesi ile Örgütlenme ve Toplu Pazarlık Hakkı Sözleşmesi olmak üzere ilgili Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Sözleşmeleri ve Avrupa Sosyal Şartı ile tamamlanmaktadır.”
b. “Anayasanın 51-54. maddelerinde düzenlenen sendikal hak ve özgürlüklerin kapsamı yorumlanırken bu belgelerde yer alan ve ilgili organlar tarafından yorumlanan güvencelerin de göz önüne alınması gerekir. Denilmektedir.
Türkiye, 2008 yılında Birleşmiş Milletlere (BM’ye) gönderdiği Hükümet Raporu’nda uluslararası sözleşmelerin iç hukukta doğrudan uygulanacağını açıkça belirtilmiştir. Bahse konu hukuki gerçekliklere bakılarak bile arkadaşlarımızın durumları apaçık ortadadır. Arkadaşlarımız işten atılma süreçlerini şu şekilde beyan etmektedirler.
1. İşten atılma zamanımızın sendikal haklarımızı kazandığımız güne denk gelmesi tesadüf değildir.
2. Gece saat 22.00’da sendika üyesi arkadaşlarımıza mesajla işten atıldıkları iletilmiştir.
3. İşverenin, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller nedeniyle fesih anlamına gelen 29 numaralı kodla işten atma sebebi göstermesi kesinlikle gerçekle bağdaşmamaktadır, ispatlanmak zorundadır.”
29 No’lu kod çok önemlidir. İşten ayrılış bildirgesinde işten çıkış nedeni olarak 29 yazan bir işçi kıdem ve ihbar tazminatı alamaz. İşten çıkarılış nedeni kod 29’dan gösterilen işçi diğer koşulları taşısa da işsizlik sigortasından yararlanamaz. Bir başka işe girerken 29 kodu yeni işveren nezdinde bir tür kötü sicili olan bir işçi gibi görünmesine neden olabilir.
Korona virüs salgını ile birlikte işverenlerin “kod 29” ile işçileri işten çıkartma uygulaması daha da yaygın hale gelmiştir.
Sendika hakkı, toplu iş sözleşmesi ve grev hakkı Anayasa’da yer alan sosyal haklardandır. Bir hakkın anayasada yer alması, o hakkın güvenceye alınmış olduğunu, devletin anayasal güvence altına alınmış bu hakkın kullanılmasını sağlamak için yükümlülük altına girmiş olduğu anlamına gelir. Sendikal hakların tek güvencesi anayasa değildir. Sendika hakkının güvencesi ve kapsamı anayasa ve sendika hakkıyla ilgili uluslararası sözleşmeler birlikte ele alınarak saptanması gerekir.
Tüm bu yasal dayanaklarımızı da delil göstererek haykırıyoruz.
1. Çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığı bağlayıcı yasalar çerçevesinde derhal harekete geçmeli ve Ekmekçioğlu işçileri başta olmak üzere KOD 29 ile işten çıkartılan tüm emekçilerin durumlarını, sendikalarında temsil edildiği bağımsız kurullar oluşturarak, hızlı bir şekilde incelemeye almalıdır.
2. Yürütülen bu çalışma süresince, emekçilerin alın terleri ile oluşturulan, İşsizlik Fonu’ndan işçilerin yararlanması sağlanmalıdır.
3. Araştırma sonuçları kamuoyu ile paylaşılmalı, varsa tespit edilen hak ihlalleri ve sorumluları hakkında hukuki süreçler başlatılmalıdır.
4. Hak ihlaline uğrayan tüm emekçilerin işe geri dönüşleri sağlanmalıdır.
5. Sendikalaşmanın önündeki yasal ve psikolojik tüm engeller kaldırılarak emekçilerin sendikalaşma süreçleri teşvik edilmelidir.
İrademizdir: Bu haklı ve meşru mücadelede her zaman sınıf dayanışması içerisinde olacağız.
“Direne Direne Kazanacağız”