5 yıl önceki bir konuşmamda da zor dönemden geçtiğimizi söylemişim. 'Zor' kelimesinin altını çizmek lazım. O zoru bu ülke 1919 yılında yaşadı, bir kere daha yaşıyor. 1919'daki zorun tarafı biz değildik, birinci derecede kusurlusu da biz değildik ama bu süreçte çok kusursuz değiliz. Kusurlarımızı ortadan kaldıracağız, örgütümüzün eksikliklerini gidereceğiz ve çocuklarımızın, ülkemizin geleceği için siyaset yapacağız. Siyaset kolay bir şey değil, herkesin kendince bir tasarrufu, hesabı var. Olsun, dursun bir kenarda. Ülkemizin geleceğine ilişkin hesabı tutturamazsak, bu seçim istediğimiz gibi olmazsa; demokratik ve çağdaş bir iktidar değişikliğini sağlayamazsak mücadele alanımız daha da zorlaşacak.
Şu anda da kolay değil ama giderek daha da zorlaşacak. Ben belediyede veya başka alanda sıkıştığımda
Nutuk'u açıp bir daha okuyorum. Her okuduğumda değişik kalemle çizmişim, 7 kere okumuşum.
Nutuk, bir siyasal tarih anlatımı değil; bir mücadelenin günlüğü, dünyada başka bir örneği yok. Hem Nutuk'un örneği yok hem de onu yazanın başka bir örneği yok.
Önümüzdeki süreç böyle bir süreç, önümüzde de yol haritamız Nutuk var. Sadece bizim değil, Ortadoğu ülkelerinin tümüne rehberlik edebilecek yol haritamız var.
O yol haritasını devam ettiren ülkeler başarıya ulaşıyor, sapanlar ülke olmaktan çıkıyorlar. Biz de Ortadoğu ülkelerinin içine doğru gidiyoruz.
Eğer gitmeyeceksek, Atatürk'ün bize emanet ettiği Cumhuriyet'i koruyup kollayacaksak, kendimizde öyle bir sorumluluk hissediyorsak rehberimiz Nutuk ve onun ideolojisi Kuvay-i Milliye olmalı.
Bu süreç bizim örgütlerimizin, siyaset dilimizin yeniden güncellenmesi gerekiyor. Eğer bunu yapabilirsek toplumda bunun karşılığı var" dedi.Salıcı: "Can güvenliğini sağlayıp Suriyeli misafirlerimizi kendi ülkelerine yolcu edeceğiz"Başkan Deveci'den sonra söz alan Salıcı ise şunları söyledi:"Suriye politikası sonucu resmi rakamlara göre 3 milyon 700 gayri resmi rakamlara göre çok daha fazla Suriyeli, Türkiye'ye geldi ve kendi ülkesinde iç savaştan kaçtı. Biz tabii ki onları misafir edip ekmeğimizi onlarla bölüşüyoruz. Ama Suriyelilerin Türkiye'ye gelmiş olmasının nedeninin ne olduğunu bilmemiz lazım. Eğer Adalet ve Kalkınma Partisi bu kadar yanlış bir Suriye politikası izlememiş olsaydı, komşusunun evindeki yangını körüklememiş olsa 4-5 milyon Suriyeli kendi ülkesini bırakıp Türkiye'ye gelir miydi, başka bir ülkelere gitme ihtiyacı duyar mıydı?
Onun için bizim sığınmacılara karşı bir nefret dilini tasvip etmemiz mümkün değil, doğru da değil.
Tabii ki onları kendi ülkemizde misafir edeceğiz, geçici bir süre için onlara destek vereceğiz ama bir yandan da bunun kalıcı hale dönüşmemesini sağlamamız lazım.
Diğer ülkelerin de desteğini alarak Suriye'de savaşı bitirip, ülkenin imarını tamamlayıp, yaşanabilir bir yere dönüştürüp, can güvenliğini sağlayıp Suriyeli misafirlerimizi kendi ülkelerine yolcu edeceğiz."Toplantıya ayrıca CHP Samsun Milletvekilleri Neslihan Hancıoğlu ve Kemal Zeybek, Amasya Milletvekili Mustafa Tuncer, Sinop Belediye Başkanı Barış Ayhan, Merzifon Belediye Başkanı Alp Kargı, Gümüşhacıköy Belediye Başkanı Zehra Özyol, Ayancık Belediye Başkanı Hayrettin Kaya, CHP Sinop İl Başkanı İnan Savaş Yüksel, CHP Amasya İl Başkanı Turgay Sevindi, ilçe başkanları, il ve ilçe kadın ile gençlik kolları başkanları katıldı.İHA