İYİ Parti Tokat İl Başkanı Ömer Sağol ve parti üyeleri haftasonu Tokat basını ile buluştu. İYİ Parti’nin gündeminde özellikle temel gıda ürünlerindeki fiyat artışları vardı. Ömer Sağol’un, basın toplantısına un, şeker, ayçiçeği yağı, ev ekmeği gibi gıda ürünlerle gelmesi dikkat çekti. Bu ürünleri tek tek basın mensuplarına gösteren ve eski ve zamlı yeni fiyatları karşılaştıran Sağol, tek çarenin seçim olduğunu söyledi.

Başkan Sağol, “Son günlerde ülkemizin en büyük gündemi ekonominin gidişatı. Vatandaşın cebindeki paranın hergün değerini kaybetmesi, her geçen gün hem ülkenin hem insanımızın fakirleşmesi. Ülke özellikle pandemi sürecinden sonra ekonomik  değer kaybına uğramaya başladı. 2017 yılından itibaren  ülkemiz başkanlık  sistemine geçtikten sonra cumhurbaşkanı hükümet sisteminden sonra maalesef gidişat çok sağlıklı değil. Bunu hep beraber ekonomik tabloyla görüyoruz. Bugün marketten alışveriş yaptım. Hem de Tokat’ın en uygun marketi diyebileceğimiz, isim vermeyeceğim kooperatiften alışveriş yaptım. Geçen sene ile bu seneki ürünlerin fiyat farkını açıklayacağız. Yetkililerimiz zaman zaman ülkemiz şöyle uçuyor, böyle kaçıyor, uzaya gidiyoruz.. neyin uzaya çıktığını hep beraber göreceğiz” dedi.

MARKET ALIŞVERİŞİ YAPIP BASIN TOPLANTISINDA FİYATLARI KARŞILAŞTIRDI

Ömer Sağol, evlerin en temel gıda ürünlerini getirdiği basın toplantısında fiyat artışlarına dikkat çekti. Buğday ununun 1 kilosunun geçen yıl 2 lira 90 kuruştan  bu yıl büyüyen Türkiye’de 5 lira 40 kuruşa çıktığını, 2 kiloluk buğday ununun 1 yılda 7 lira 40kuruştan, 14 lira 90 kuruşa, 1 kilo pirincin geçen yıl  7 lira 50 kuruş iken bu yıl Büyüyen Türkiye’de 15 lira 90 kuruşa çıktığını anlattı. Sağol, “Ârtık öyle bir ekonomik tablo var ki belki de şuan konuşurken  1 saat sonra bile bu fiyatın dahi değiştiğini, günübirlik; raflarda fiyatların değiştiğini görüyoruz” dedi.


Ömer Sağol, toz şekerin 1 kilo fiyatının geçen yıl 4 lira 75 kuruştan, büyüyen Türkiye’de 7 lira 25 kuruşa çıktığını, diğer marketlerde 8-9 liraya kadar çıktığına dikkat çekti. Yine en temel gıda ürünlerinden 1 litre süt fiyatının 6 lira 90 kuruştan 11 lira 90 kuruşa çıktığını, bazı marketlerde 15 lira 90 kuruşa kadar çıktığını, ayçiçeği yağının altınla başa baş bir fiyat politikasında gittiğini ve üretmeyen Türkiye’den kaynaklı geçen yıl 11 lira 25 kuruş olan ayçiçeği yağının sofralara 23 lira 25 kuruşa geldiğini anlattı. Tokat’ın meşhur ev ekmeğinin ise daha 2 ay öncesine kadar 7 lira iken bugün 13 liraya satıldığına dikkat çekti.

“TOPLUM FAKİRLEŞİYOR”

Başkan Ömer Sağol, “Daha birçok örnek verebiliriz. Geçen sene 1 Ocak’ta asgari ücret 2 bin 825 liraydı. Aşağı yukarı 390 dolar yapıyordu. Bugün 2 bin 825 lira sadece 205 dolar alıyorsunuz. Haftaya ne olacak onu da bilemiyoruz.  İnsanların cebindeki ekonomik kaybı görüyorsunuz. Bu süreç böyle gitmez, insanlar fakirleşiyor, toplum fakirleşiyor. Pazaryerindeki  artıklardan akşamları insanlar izliyoruz da maalesef çok üzücü gelişmeler var. Ayrıca çocukların beslenememekten kaynaklı büyüme oranlarında ciddi düşüş var. Bu da çok sosyolojik bir sorun. Bu politikalar sürdürülebilir bir politika değil. Onun için madem ekonomi  diyorlar bir kere iyi olan ekonomide enflasyon olmaz. Çarpıtılmış TÜİK verilerine göre; enflasyon yüzde 21 olarak görülüyor ama çarşıda pazarda yüzde 60’ın üzerinde görüyoruz. Bazı ürünlerde ayçiçeği yağında olduğu gibi yüzde 100’ün üzerinde bir artış var.TÜİK bu hesapları niye yapıyor? Yüzde 21’i niye çıkartıyor? İşçi, memur, emekli kardeşimin cebindeki parayı almak için yapıyor. Çünkü maaşlara zam TÜİK verileri üzerinden oluyor. Yüzde 21  üzerinden hesap edecek, Ocak ayında göreceksiniz ikiye bölecekler maalesef gerçekleri yansıtmayan bir fakirleşme sürecine girmiş olacağız” diye konuştu.

“UZAYA GİDİYORUZ DERKEN FİYATLAR UZAYA GİDİYOR”

İl Başkanı Ömer Sağol açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Asgari ücretin ne kadar olmasıyla ilgili  çeşitli görüşmeler yapılıyor. 2 bin 825 lira olan asgari ücretin 3 bin 500 ile 4 bin bandında şuan konuşulan rakamlar. Tahmin ediyorum  3 bin 850-3 bin 900 lira gibi rakam açıklanacak net değil ama. Bu rakamlar  açıklanmış olsa dahi bu süreç böyle gittiği sürece yani faizleri düşüreceğiz, enflasyonu engelleyeceğiz, yanlış bir politika  teorisi ortaya koyarak bu süreci böyle devam ettirirsek 2022’nin 2021’den daha kötü olduğunu, daha çok fakirleştiğimizi göreceğiz. Eskiden zengin, orta ve alt tabaka vardı. Şimdi orta tabaka diye bir şey kalmadı. Sadece yüzde 8-10 gibi Türkiye’nin mutlu bir azınlığı var. 83 milyon yani geri kalan yüzde 90 yüzde 10’a çalışıyor.   Asgari ücret 3 bin 800’de olsa 4 bin de olsa Ocak’tan itibaren insanlar tekrar  kaybetmeye başlayacak. Biz ne diyoruz; Seçim! Madem ülke yönetilemiyor, karşı taraf da diyor ki iyi yönetiliyor.  İyi yönetiyorlarsa sandığa gidelim. Sandık aslında demokratik bir ihtilaldir. Sandıktan çıkana hepimiz saygı duyarız. Gidelim seçime vatandaş gidişattan memnunsa sandıkta evet der, memnun değilse  gidişata dur diyecektir. Biran önce ülkenin bu kaostan çıkması lazım. Ülkeyi bu kaostan  kurtaracak olan sizlersiniz, bizleriz. Hep birlikte yeniden güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş dönemi yaşayacak olursak Türkiye’nin yeniden ayağa kalkacağına, eski huzuru bulacağına inanıyoruz. Uzaya gidiyoruz derken maalesef uzaya giden şeylerin fiyatlar olduğunu görüyoruz. Nohuta iki günde ayrı ayrı zam geliyor. Bu çiftçinin tarlada kullandığı, nakliyecinin arabasında kullandığı mazot en temel girdilerin başında maliyeti yükselten sebep. Gübre fiyatları; 170 lira olan gübrenin bir torbası 600-700 lira. 700 lira gübreyi alan vatandaş tarlasına koyamaz. Tarlaya gübre koymadığınız zaman zaten 2022 yılında kesinlikle ürün kaybı olacak. Zaten dışa bağımlı bir ülke daha çok dışa bağımlı olacak.”

“BÖYLE TARIM POLİTİKASI OLMAZ!”

Kendi kendine yeten 7 ülkeden biri iken ithal ürünlere dikkat çeken Sağol, “Un Rusya’dan, pirinç Kanada’dan, şeker İran’dan, Ayçiçeği yağı Ukrayna’dan, Polonya’dan. Bunların ham maddelerinin çoğunu yüzde 60 oranında hep ithal ediyoruz. İthal politikasıyla giderseniz bu şekilde tıkanır. 2021 yılı Mayıs ayında buğdaya devlet 225 makarnalara 2.45 gibi bir fiyat vermişti. Pandemi, kuraklık,dövizin artmasıyla beraber biz Rusya’dan buğdayı 4 liradan alıyoruz. Kendi çiftçimizden buğdayı 2.2 ile 2.4 arasında aldık, zarar ettirdik. Ama Rus çiftçisinin buğdayını 4 liradan alıyoruz. Bu kesinlikle yanlış politikadır. Böyle tarım politikası olmaz. Bunlara dur demediğimiz sürece köylerden göçü de engelleyemeyiz. Geçmiş dönemlerde; 50 yıl önce Türkiye’deki tarım arazilerinde çalışan çiftçimiz yüzde 60 oranındayken son 20 yıl önce yüzde 25 idi. Sadece köylerde  nüfus yüzde 7 kaldı. Köylerdeki yaş ortalaması 55 yaş. Yani cenaze olsa Allah göstermesin mezarı açacak gençlerimiz kalmadı. Bunlar üzücü şeyler.  Köylerden göç neyi getirir peşinde; o güzelim şehirler İstanbul, İzmir, Antalya, Ankara hepsi köy kent haline geldi. Tarlalar sanki apartman tarlasına döndü. Şehirler kimliklerini kaybediyor. Avrupa’ya gittiğinizde her şehrin kendi kimliği vardır. Allah aşkına Tokat’ın hangi kimliği var, İstanbul’un hangi kimliği kaldı. Hepsini dejenere etti. Tamamen beton politikaları bizi bu noktaya taşıdı” diye konuştu.

SON 6 AYDA  BİZE GELEN ÜYE SAYISININ YÜZDE 50’Sİ AK PARTİ’Lİ

“Bundan 10-15 sene önce AK Parti’nin iktidara geldiği 2002 ile 2010 yılları arasında dünya genelinde sıcak para vardı. Çeşitli ülkeler bu sıcak parayı üretime dayalı politikalarla çok sağlıklı noktaya taşıdılar. Ama biz betona yatırım yaptık. Bu beton ekonomisi yatırıma dönük olmadığı için bugün sistem tıkandı. Güney Kore yatırıma ağırlık verdiği için bizim gayri safi hasılamız 2002 yılında 3 bin 500 dolardan 2013 yılında 12 bin 500 dolara çıkmıştı. Güney Kore’nin  gayri safi hasılası 12 bin 500 dolardan doğru politikayla bilişime elektroniğe ağırlık verdiği için bugün 42 bin 500 dolara geldi. Biz 2013 yılında özellikle 2014’üe Cumhurbaşkanlığı sistemine geçtikten sonra kendini tekrar eden bir ülke haline geldik. Duraklama dönemimiz 2014 ile 2017 yılları arasında oldu. Gerileme dönemimiz  2017 yılından 2021 yılına kadardır. Nedir gerileme dönemi; kişi başına 12 bin 500 dolar olan gelirimiz bugün 7 bin 500 hatta son olarak doların artışıyla beraber 7 binin de altında. Bu, ekonominin sağlıklı gitmediğini gösteriyor. İyi bir ekonomik politika 18 ayda 4 tane merkez bankası başkanı değiştirmez. İyi bir ekonomik politikada  1 buçuk yıl içerisinde 3 tane maliye bakanı değiştirilmez. İçlerinden sağ duyulu bir maliye bakanı çıkıyor diyor ki ‘Bu politika yanlış.’ “Faiz sebep, enflasyon sonuç” gibi mantık dışı bir söylemin yanlış olduğunu kendi içlerindeki bir maliye bakanı söylüyor hemen ‘Kardeşim sen affını iste’ Muz cumhuriyetinden daha kötü olduk. Onun için artık  yeni bir söylem yok, ülke her anlamda geriye gidiyor. Ülkenin geriye gitmesi demek çocuklarımızın, bizlerin geleceğinin geriye gitmesi demek. Buna biran önce dur dememiz gerekiyor. İyi Parti teşkilatı olarak sahadayız. Bilinçlendiriyoruz. Ciddi bir uyanma var, kırılma var. Siyasetende örnek vereyim; tabi ki AK Partili seçmen kardeşlerimiz de var onlara da saygı duyuyoruz. Son 6 ayda  bize gelen üye sayısının yüzde 50’si AK Parti’li kardeşlerimiz. Geliyor diyor ki ‘Orda daha önce bir şeyler olacağını umduk oraya oy verdik. Ama oradaki gidişatı beğenmiyoruz. Biz İYİ Parti’ye inanıyoruz. İYİ Parti’nin ekonomik anlamda bu ülkeyi yarınlara taşıyacağına inanıyoruz bundan dolayı İYİ Partideyiz diyor.  İnşallah hep beraber çalışarak birinci parti olup ülkemizi özellikle Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, daha doğrusu tek adam sisteminden kurtarıp demokrat sisteme dönüştüreceğimize inanıyorum.”


MADEN ATIĞI OLAYINDA TOPRAK ANALİZ SONUÇLARI AÇIKLANSIN!

Ülkenin ekonomik tablosunun yanı sıra Tokat yerel gündemine değinen İYİ Parti Tokat İl Başkanı Ömer Sağol, 18 Kasım tarihinde Giresun Şebinkarahisar’da bir maden ocağının atık havuzunun patlaması sonucu yaşanan kimyasal atıkların Kelkit çayına karışması olayıyla ilgili toprak analizinin gönderildiğini ancak halen sonuç çıkmadığını duyduklarını belirterek üst makamlardan bir an önce  toprak tahlil sonuçlarının açıklanmasını istedi. Sağol zararın açıklanmasını tarım yapılıp yapılamayacağının açıklığa kavuşturulmasını vurgulayarak maden atıklarından etkilenen bölgelerde en az 10 yıl tarım yapılamayacağı yönünde söylemler duyduklarını söyledi. Olayın suya karıştığını ancak sulama dönemine denk gelmemesinin büyük şans olduğunu belirten Sağol, aksi taktirde zehirli bitkileri vücudumuza almış olacağımızı söyledi.

 

O ET ENTEGRE TESİSİ KAR ETTİĞİ HALDE NEDEN SATIŞA ÇIKARTILIYOR?

Öte yandan 60 bin üyesi bulunan Turhal Pancar Kooperatifi konusunu gündeme taşıyan İYİ Parti İl Başkanı Ömer Sağol, Turhal Pancar Kooperatifine yaklaşık 2 yıl önce kayyum atandığını hatırlatarak “Kayyum atanmasından sonra kulağımıza gelenler hiç hoş değil.  Kayyum neden atanır? Geçici bir dönemdir.  Alırsın bir sonraki döneme hazırlarsın seçim sürecine hazırlar teslim edersin. Hala seçim yapılmıyor. Pandemi bahane gösterdiler, başka şeyleri bahane gösterdiler halbuki pancar kooperatifinden daha büyük kooperatifler hepsi seçimlerini yaptılar.  Seçime götürecek bir kayyum bakıyorsunuz kooperatifi ‘zarar ediyorsunuz’ diyerek demirbaşlarını da satmaya başladı. Arazisini, farklı tesislerini satmaya başladı. Bu et entegre tesisi var. Orda belediyelerin de hissesi varmış. Bizim  Belediye Grup Başkanımız Erkan Bey’de (Er) söyledi. Belediye’ye de konu gelmiş. Tokat Belediyesi’nin yüzde 9 gibi bir hissesi varmış.  Çok sağlıklı veriler olmadan daha yeni bir tesis zarar ediyor diye hemen satışa sunulmuş. Zarar ediyor denilen yer 2020 yılı 1 Ocak ile 30 Haziran arasında 1.9 yani 2 trilyona yakın kar etmiş.  Bu tamamen bir algıyla, yanlış algıyla olayı afedersiniz katakulliye getirmektir. Nedir her taraf pazarlandığı gibi ora da pazarlanacak. Buranın başına da kardeş kayırmacılığının, akraba kayırmacılığının bu dönemde  en çok AK Parti iktidarında görüyoruz; Amasya Şeker Fabrikası’na yine bir kardeş kayırmacılığı Naci Bostancı’nın kardeşi oraya müdür olarak atanmış. Tabi ki şaşırmadık. Buradaki dönen işlere hem dur dememiz lazım hem sizi bilinçlendirmemiz lazım.  Bu olayın da takipçisiyiz. O et entegre tesisi kar ettiği halde neden satışa çıkartılıyor? Ve kime satılacak? Hangi Arap ülkesine satılacak? Buradan bir milletvekilimiz ismini vermeyeceğim yeri gelince açıklarız, Amasya’dan bir milletvekili ve işin pazarlama noktası. Bu işin takipçisi olacağız. İnşallah hakkımızı, milletin hakkını, yetimin hakkını savunan takip eden  İYİ Parti teşkilatı olarak her zaman bu işleri gözlemcisi ve takipçisi olacağız. Millet artık  son noktasına geldi. Toplum huzursuz herkes huzur istiyor. Bu ciddi  belirsizliklerden, hukukun, adaletin kalmamasından tüm kurumlarımızın yıpranmasından dolayı toplum ciddi bir dejenere içerisinde. Bundan dolayı biz artık biran önce sandığı getirin seçim yapalım. Vatandaş takdir ediyorsa devam eder takdir etmiyorsa teşekkür eder kime yetkiyi verirse o yetkiyle yeni bir başlangıç yapar” diye konuştu.

 “ÜYE SAYIMIZ BAŞKANLIK DÖNEMİMDE YÜZDE 60 ARTTI”

İYİ Parti Tokat İl Başkanı Ömer Sağol, gazetecilerin  “Siz başkan olduğunuzdan bugüne kadar üye sayınızda ne kadar artış oldu?” Sorusuna “Üye sayımız ben göreve geldiğim zaman bin 850-bin 900 civarındaydı. Şuanda 3 bin 300 yani yüzde 60 gibi bir artış yaptık. Daha da fazla yapabilirdik ama inanın bu da çok  üzücü bir şey diyor ki ‘Başkanım kalbimiz sizinle ama üye olamıyorum. Benim çocuğum şurda amir, burda memur anında baskı yapıyorlar onu o görevden alırlar” diyorlar ama sağolsun her geçen gün büyüyoruz” diye cevap verdi.

HABER: Mihriban KOÇAKER