ÜNGÖR: Sıla Şentürk’ün yasını tutuyoruz.

Başkan ÜNGÖR açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Bugün CHP Kadın Kolları olarak, kadının eşit yurttaşlık hakkına sahip olması yolunda atılan en büyük adım olan Türk Medeni Kanunu’nun kabul edilmesinin 96. yıl dönümü nedeniyle 81 ilde 973 ilçede eş zamanlı olarak basın açıklaması yapıyoruz.

Ne yazık ki, böylesine önemli bir günde yine yastayız! 16 yaşında evlendirilmeye çalışılan ve nişanlısı tarafından katledilen Sıla Şentürk’ün yasını tutuyoruz. Katil Hüseyin Can Gökçek’in 10 ayrı suçtan sabıkası olduğu ortaya çıktı. 1 yıl önce Sıla’yı kaçırmaya çalıştığı yargıya taşınan bu caninin tutuklanması için 16 yaşındaki bir çocuğun katledilmesi mi gerekti?

Şimdi ülkeyi yönetenler arka arkaya kınama mesajları yayınlıyor. Biz çocuk istismarının üzerine giderken “küçüğün rızasından bahseden” siz değil miydiniz?

Biz, istismar duruşmalarından adil bir karar çıkması için adliye salonlarında nöbet tutarken, “bir defadan bir şey çıkmaz” diyen siz değil miydiniz?

Biz, erken yaşta ve zorla evliliklerle mücadele ederken, tecavüzcüleri aklama yasasını (TCK 103) çıkarmaya çalışan siz değil miydiniz?

Biz, kadınların ve çocukların yaşam hakkını savunurken, kadınların ve çocukların can simidi olan İstanbul Sözleşmesi’ni bir gecede fesih eden siz değil miydiniz?

ARTIK YETER!

İlk seçimlerden sonra kadınları ve çocukları değil; bu karanlık zihniyeti gömeceğiz!

96 yıl önce bugün, Türk Medeni Kanunu Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edildi. Başta ebedi liderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, eşitlik ve demokrasi mücadelesinde bize güç katan tüm devrimcileri sevgi, saygı ve şükranla anıyoruz.

Türk Medeni Kanunu’nun kabul edilmesi, kadının insan hakları açısından dev bir adımdır. Bu yasa kadını ve erkeği yurttaşlık temelinde eşitlemiştir. Erkeğin çok eşliliği ve tek taraflı boşanmasına ilişkin düzenlemeler kaldırılmış, tek eşle evlilik esası getirilmiştir. Kadınlara boşanma, mahkemede tanıklık yapma, eşit miras, velayet hakkı ve malları üzerinde tasarruf yapma hakkı tanınmıştır.

1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren yeni Türk Medeni Kanunu ile de aile hukuku kuralları günün değişen koşullarına uygun hale getirilmiştir. “Aile reisi kocadır” hükmü değiştirilmiş, evlilik birliğinde kadın ve erkeğe eşit söz hakkı tanınmıştır. “Evin seçimini kocanın yapacağı” hükmü değiştirilerek, eşlerin oturacakları evi birlikte seçmeleri hüküm altına alınmıştır. Evlilik birliğinin giderlerine yalnız malvarlığı ile değil emekleriyle de katılabilme olanağı sağlanmıştır. Ayrıca evlilik sona erdiğinde evlilik sürecinde edinilen malların paylaşımında eşler arası eşitlik sağlanmıştır.

AKP iktidarının kadın erkek eşitliğine inanmayan zihniyeti, her geçen gün kazanılmış haklarımızı aşındırdı. 2017 yılında “müftülere resmi nikâh yetkisi” tanındı. Böylece laik hukukun simgesi olan Medeni Kanunu’muzla sağlanan hukuk birliği göz ardı edildi. 2021 yılında ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir gece yarısı kararı ile kadının yaşam hakkını savunan İstanbul Sözleşmesi hukuksuz bir şekilde fesih edildi. Şimdi de kadının nafaka hakkına göz dikildi.

Boşanma sonrasında taraflara üç çeşit nafaka hakkı tanınır. Bunlar; tedbir nafakası, iştirak nafakası ve yoksulluk nafakasıdır.

Tedbir nafakası; boşanma davasının açıldığı günden başlayarak dava süresince gerekli görüldüğü hallerde verilen bir nafaka türüdür. Kadın Dayanışma Vakfı’nın “Yoksulluk Nafakası” incelemelerine göre, dava sürerken müşterek çocuklar için talep edilen tedbir nafakası oranı sadece yüzde 44’tür. Eşler için talep edilen tedbir nafakası oranı ise yüzde 46’dır.

İştirak nafakası, çocuğun velayetini alan eşe, çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için ödenen nafakadır çünkü bu…

#sılaşentürk