DİSK Genel-İş sendikasının Samsun şubesinin 9. Olağan genel kurulunda tek liste ve adayla yapılan seçimler öncesinde misafir olarak kongreye katılan CHP PM üyesi Genel Başkan Yardımcısı Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, yaptığı konuşmasında şunları ifade etti. “Ben bugün Samsun’da bir program için bulundum. Ve Mutlu başkanım sizi de aramızda görmek istiyoruz deyince, sizlerle birlikte olmak ve aynı zamanda da, birazda milletvekili olarak, yasama faaliyeti yürütürken, vatandaşın bütçe hakkının elinden nasıl gasp edildiğini, emekçinin örgütlenme hakkının, örgütlü mücadele hakkının ve dayanışma mücadelesinin nasıl yok sayıldığını biraz sizlerle paylaşmak istedim. Evet, bugün bu kurulda Samsun’da emekçilerin konuşacağı, siyasetçilerin dinleyeceği ve emekçilerin taleplerini not ederek önümüzdeki süreçte nasıl hayata geçirmek için, mücadele edebileceğini ifade etmesi gerekir.

  O nedenle çok çok, uzun uzun siyasi konuşmalar yapmamaya özen göstereceğim. Başkanım dedi DİSK o masadan çekildi, çünkü orada bir tiyatro oynanıyordu. Evet, gerçekten orada bir tiyatro oynanıyor. Bundan daha güzel ifade edilemezdi. Oturuyorlar, tartışıyorlar sonra yukarıda ki kişi diyor ki, siz bir şükran belirtin ki, ben yüksek ilan edeyim, ona göre de bu işlemi kazanın sendikaların değil, emekçilerin, emek mücadelesi verenlerin değil tek adamın olsun istiyor.

  Emin olun bu açıklanan rakamlardan sonra, daha yüksek bir rakam verilecek, çünkü önümüze gelen bütçede, biz bu rakamları görebiliyoruz. Evet, bütçe hakkı dedim hepimizin bildiği gibi vatandaşın, bütçede harcamanın nasıl yapılacağını kamu kaynaklarının nasıl dağıtılacağını, üretimin nasıl destekleneceğini, emeğin, emekçinin, kadının, gencin güçlenmesi için, ne kadar pay ayıracağını belirler.

  Eskiden yasama organı belirlerdi, şimdi tek kişi belirliyor. Bütçe önümüze geliyor, ister kabul edin, ister kabul etmeyin, yani yeniden değerlendirme oranın da bu bütçeyi kullanır, geçirirler. Yani, sizin düşüncenizi, sizlerin elçi olarak gönderdiğiniz milletvekillerinin bütçenin bir kuruşunda dahi, verdiği mücadelenin karşılığını sizler adına almak bugün pek mümkün değil.

   Neden, çünkü bugün otoriter bir rejimle yönetimle yönetiliyoruz. Çünkü bugün her şeyi ben bilirim diyen ve ben bileceğim diyen yangınları söndürmek için ben talimat vereceğim. Talimat vermezsem yangınlar sönmez diyen, ülkede doğaların talan edilmesine, karar vereceğim, yandaşlarım insanların yaşam hakkını ve insanların yaşam mücadelesini verdiği ve anayasal güvence altındaki temiz bir çevrede ve sağlıklı bir doğada yaşama hakkını ben elinden alırım. İster veririm, ister vermem diyen bir anlayışla karşı karşıyayız. Ama böyle mi devam edecek, değerli başkanımın ifade etiği gibi böyle devam etmeyecek.

 

  Etmemelidir de. Bu vesileyle bugün madenciler günü, gözyaşları simsiyah akan, güneşi görmeden ömrünü o madende geçiren, tüm madencilerimizi buradan selamlamak ve aynı zamanda da başta Amasra’da kaybettiğimiz ve bir iş cinayetine maalesef yaşamlarını feda etmiş, tüm madencilerimizi sizlerin huzurunda saygıyla minnetle anıyorum. Evet, tedbirler alındı mı? Tabi ki alınmadı komisyonlar kararı verecek. Ama sonuç ne olacak? Soma’da ki komisyonun raporu ne olduysa maalesef buda o olacak gibi görünüyor.

   Değerli emekçilerimiz örgütlü mücadelenin demokrasi için olmazsa olmazı siz sendika üyelerimiz, delegasyonumuz ülkemiz için yepyeni bir ufkun, hakkın, haklının halkın kazanacağı bir Türkiye mücadelesinde en büyük yol göstericimiz bizlere en çok ve en büyük gücü veren örgütlü bir yapısınız. İktidarın sarayın korktuğu ve mümkünse görmek istemediği yok saymaya kalktığı örgütlü mücadele kazanacak.

  Örgütlü mücadele ile birlikte emeğin, alın terinin, dayanışmanın iktidarlara, yön verdiği bir Türkiye’de demokrasiyi hep birlikte kuracağız. Önceki dönemler görev yapan tüm arkadaşlarımıza teşekkür ediyor, bugün seçilecek olan yeni yönetime de demokrasi mücadelenizde saygıyla selamlıyor başarılar diliyorum” dedi.

 

HER ŞEYE RAĞMEN UMUTSUZLUĞA YER YOK!        

  DİSK Genel-İş Samsun Şubesinin 9. Seçimli genel kurulunda eski başkan ve yeni başkan adayı Mutlu Karabacak, CHP Genel Başkan yardımcısı PM üyesi ve Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca’nın ardından yaptığı konuşmasında şunları ifade etti. “Merhaba bu ülkenin emekçileri, inanın, dünyanın gıptayla baktığı çoğunluğu oluşturuyor. Düşünün ki yoksulluk sınırının 25.000 TL’yi, açlık sınırının 8.500 TL’yi aştığı şu günlerde bizler, emekçiler olarak hem devlete vergilerimizi aksatmadan ödemeyi, hem de yaşam mücadelemizi sürdürüyoruz. Eskiden yoksulluğun pençesine düşmekten korkan emekçiler, bugün açlığın pençesinden kurtulma mücadelesi vermek zorunda bırakılıyor. Siz, bu tablonun sorumlusunu elbette biliyorsunuz. Geçmişte bir gecelik kanunlarla yumurtadan dahi kâr etmenin peşine düşmüş vahşi kapitalistler, bugün yüzde 90’ınından fazlasının sömürüldüğü bir toplumun mutlu azınlığı olarak sefa sürüyorlar.

   Bugün çocukların yatağa aç girdiği bir ülkede, kadınların gün be gün katledilişlerinin kaderleştirildiği, yeraltında bir dilim ekmek için canını ortaya koyarak çalışan maden emekçilerinin ölümlerinin mukadderat olarak lanse edildiği bir ülkede mutluluktan, refahtan, büyümeden, gelişmeden bahsedilebilir mi? Karşımızda devasa bir tehlike var.

   Gözünü emekçinin cebine dikmiş, çocukların ölümüne göz yuman, kadınların ölümüne sessiz kalan, her geçen gün hak ve özgürlükleri kısıtlamaya azmetmiş, bunu gözden kaçırmayın. Her şeye rağmen, tüm bu kara tablolara rağmen umutsuzluğa yer yok.

  Bu ülke, bu millet ne badirelerin üstesinden geldi, ne kadar ağır yüklerin altından kalktı, tarih yazıyor. Ve DİSK var, DİSK. Dedik ya tarih yazıyor diye… O tarih, DİSK’i de yazıyor, Genel-İş’i de yazıyor. DİSK’in mücadelesini, DİSK’in ruhunu, Genel-İş’in serüvenini yazıyor, o tarih. O tarih şanlı 15-16 Haziran Direnişini de yazıyor, O tarih Kemal Türkler’i de yazıyor O tarih Abdullah Baştürk’ü de yazıyor O tarih Mustafa Kemal Atatürk’ü de yazıyor.

   Biz ruhumuzla varız, ruhumuz kadar varız. Elbette eleştirdiğiniz noktalar, karşı çıktığınız hususlar vardır. Olabilir. İnsanız, düşünüyoruz, sorguluyoruz.   Ama DİSK öyle sıradan sendika falan da değildir. Çünkü DİSK, işveren odalarında değil, emekçilerin mücadele meydanlarında kurulmuş bir sendikadır” dedi.