3. Maddeyi Tartışmaya Açmak Tehlikeli Bir Girişim
“Anayasamızın Değişmez Temelleri: 3. Maddeyi Tartışmaya Açmak Tehlikeli Bir Girişim”
Anayasamızın ilk dört maddesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin varlık nedenini, temel ilkelerini ve cumhuriyet rejiminin güvencesini oluşturmaktadır. Bu maddeler, ülkemizin demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olarak varlığını sürdürebilmesinin teminatıdır ve herhangi bir şekilde değişiklik dahi teklif edilemez. Bu noktada, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş’un anayasanın 3. maddesiyle ilgili tartışma yaratmaya yönelik açıklamaları son derece tehlikeli ve kabul edilemez bir girişim olarak karşımıza çıkmaktadır.
Anayasamızın 1. maddesi, Türkiye Devleti’nin bir cumhuriyet olduğunu açıkça belirler. Bu, ülkenin yönetim şeklinin halkın iradesiyle belirlenmesini ifade eden temel bir ilkedir ve cumhuriyetin yerine başka bir yönetim biçiminin önerilmesi dahi, Türkiye’nin kuruluş felsefesine aykırıdır. 2. madde, Türkiye Cumhuriyeti’nin niteliklerini tanımlar: demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti. Bu niteliklerin her biri, halkın özgürlüklerini, adaleti, eşitliği ve laik bir düzeni güvence altına alır. Anayasamızın bu maddesi, Türkiye’yi modern dünyada saygın bir devlet haline getiren en önemli ilkeleri içermektedir. 3. madde ise Türkiye Devleti’nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü güvence altına alır ve resmi dilinin Türkçe, bayrağının ay yıldızlı al bayrak, milli marşının İstiklal Marşı, başkentinin Ankara olduğunu belirler. Bu maddeler, Türkiye’nin bağımsızlığı ve birliğinin sembolleridir.
Sayın Kurtulmuş’un yaptığı açıklamalar, 3. maddenin tartışmaya açılabileceği gibi bir izlenim vermektedir. Ancak anayasanın 4. maddesi, bu maddelerin değiştirilmesini ya da değiştirilmesinin teklif edilmesini dahi yasaklar. Bu dört maddenin herhangi bir şekilde tartışmaya açılması, ülkemizin temel varlık nedenlerinin sorgulanması anlamına gelir ki, bu kabul edilemez bir tehlikedir.
Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran irade, bu maddeleri anayasa içinde koruma altına alarak, değiştirilemez olduklarını açıkça belirtmiştir. Ülkemizin istikrarı, birliği ve bütünlüğü bu maddelere dayanmaktadır. Dolayısıyla, Sayın Kurtulmuş’un meclis başkanı olarak bu maddeleri tartışmaya açma çabası, anayasal bir ihlal olmanın ötesinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerine yapılmış bir saldırıdır. Meclis başkanlığı, bu ülkenin en yüksek yasama organının başında olmayı, milletin iradesini temsil etmeyi ve anayasanın koruyuculuğunu üstlenmeyi gerektirir. Bu pozisyondaki bir ismin, anayasanın değiştirilmesi dahi teklif edilemeyen maddesini tartışmaya açması, milletin güvenini sarsar ve ülkemizi kaosa sürükler.
Bu ülkenin halkı, cumhuriyetin kazanımlarını kolay elde etmedi. Bağımsızlık mücadelesiyle kurulan Türkiye Cumhuriyeti, laik ve demokratik ilkeleriyle çağdaş dünyanın bir parçası haline geldi. Anayasanın ilk dört maddesi bu mücadelenin hukuki bir sonucu olarak şekillendi. Hiçbir kişi ya da makam, bu maddeleri tartışmaya açarak milletin aklıyla alay edemez, milletin değerlerine gölge düşüremez. Kurtulmuş’un temsil ettiği makam, bu hassasiyetin bilincinde olmalıdır.
Bugün bilinçli vatandaşlarımız anayasanın ilk dört maddesini çok iyi biliyor. Ancak tekrar etmek her zaman önemlidir. Bu maddeler cumhuriyetimizin teminatıdır. Milletin aklıyla dalga geçmek, bu maddeleri tartışmaya açmak, sadece anayasal düzenimizi değil, ülkemizin geleceğini de tehlikeye atar. O yüzden bu konuyu gündeme taşımak, kamuoyunu bilgilendirmek ve anayasanın bu maddelerinin teklif dahi edilemeyeceğini bir kez daha hatırlatmak şart oldu. Çünkü bu maddeler, ülkenin varoluş nedenidir ve değiştirilemez.
Cumhuriyetin temel ilkelerine, demokrasiye ve laik düzene yönelik her türlü girişimin karşısında durmak, Türkiye Cumhuriyeti’nin her vatandaşının sorumluluğudur. Bu sorumluluğu en yüksek mevkilerde bulunan kişiler çok daha fazla taşımak zorundadır. Bu yüzden Sayın Kurtulmuş’un pozisyonunu ve anayasa konusundaki yaklaşımını bir kez daha gözden geçirmesi, milletin iradesine saygı duyması şarttır.
İsmail Erdal 13.10.2024