“Laiklik: Özgürlüğün ve Aydınlığın Teminatı”
Türkiye Cumhuriyeti’nin temel taşlarından biri olan laiklik, sadece bir anayasa maddesi değil, toplumun huzur ve barış içinde yaşamasının teminatıdır. Laiklik sayesinde bireyler, farklı inanç ve yaşam tarzlarıyla bir arada özgürce var olabilmektedir. Ancak Milli Eğitim Bakanı’nın laikliği “insanlar tarafından oluşturulmuş bir dayatma” olarak nitelendirmesi ve bu ilkeyi uygulamama yönündeki açıklamaları, Cumhuriyetimizin geleceği açısından son derece düşündürücüdür.
Laiklik, bir dayatma değil, bireysel özgürlüklerin ve toplumsal uyumun garantisidir. Devletin tüm inançlara eşit mesafede durmasını sağlar; eğitimin bilimsel ve akılcı bir temelde ilerlemesine olanak tanır. Bu ilkenin zayıflatılması, eğitimin dinsel ya da ideolojik bir kalıba sokulması anlamına gelir. Böyle bir yaklaşım, farklı inançlara sahip bireylerin dışlanmasına, özgür düşüncenin baskı altına alınmasına ve toplumsal kutuplaşmanın derinleşmesine yol açar.
Milli Eğitim Bakanlığı, ülkenin geleceğini şekillendiren en önemli kurumlardan biridir. Eğitimde laiklik ilkesine bağlı kalınmazsa, bilimsel düşüncenin, eleştirel aklın ve özgür bireylerin yetişmesi mümkün olamaz. Bu durum, sadece bugünü değil, yarınlarımızı da tehlikeye atar. Çünkü laiklik, özgür bireyler ve demokratik bir toplum için vazgeçilmezdir.
Laiklikten uzaklaşan toplumların ne denli kutuplaştığını, bilimden ve çağdaşlıktan uzaklaştığını tarih bize defalarca göstermiştir. Türkiye’nin bu tuzağa düşmesine izin vermemeliyiz. Laiklik bir tercih değil, bir zorunluluktur. Eğitim sistemimizin bu ilkeye sadık kalması, geleceğimizin güvencesidir. Bu ilkeye sahip çıkmak, Cumhuriyetimize ve onun kurucu değerlerine sahip çıkmaktır.
İsmail Erdal 18.11.2024 Muğla